BlogYayınlar

MİLLET İTTİFAKI YASAMA KONUSUNDA NE DİYOR?

Prof. Dr. Ömer Faruk Gençkaya’nın kaleme aldığı “Kaliteli Bir Yasamanın ve Etkili Bir Yasanın Aracı Olarak Yasama Sonrası İnceleme” isimli raporun başında da belirtildiği gibi hukuki düzenlemelerin (yasalar, yönetmelikler vd.) gerçek etkileri ancak yürürlüğe girdikten sonra anlaşılır. Bu bağlamda yasama sonrası inceleme, yasamanın amacını ve işlevini değerlendirip ölçen mekanizmalardan oluşur. Yapılan yasanın amacına, iyi uygulanabilir ve amacına hizmet edebilir durumda olması için gereklidir. Bu mekanizmaların varlığı ve doğru uygulanması yasaların açık, yalın, uygulanabilir, amacına hizmet edebilir olmasını sağlar.

Millet İttifakı 30 Ocak’ta birçok politika konu başlığını içeren uzun bir mutabakat metni yayınladı. Bu mutabakat metni, Millet İttifakı’nın iktidara geldiklerinde yapacakları ya da değiştirip düzeltecekleri politika başlıklarına odaklanıyor. İttifakta siyasi yelpazenin farklı yerlerinde yer alan bu altı partinin bir araya gelip ortak bir politika metni yayınlaması Türk demokrasisi için şüphesiz olumlu bir işarettir. Mutabakat Metni’nde iklimden temel insan haklarına kadar birçok politika başlığı ve projeler bulunuyor. Ancak bu yazıda özellikle yasama konusunda yapılacak değişikliklerine odaklanılacaktır. Yasama politikalarına odaklanılırken Prof. Dr. Gençkaya’nın raporu baz alınmış, eleştiri ve öneriler rapor ışığında yapılmıştır.

2022 yılında Millet İttifakı’nın yayınlamış olduğu Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni oldukça yalın, açık, anlaşılır ve tutarlı şekilde kaleme alınmış. Rapora göre yasaların -burada politika projelerinin, açık, tutarlı ve yalın olması yasama sonrası mekanizmaların işlerliği açısından hayati öneme sahip. Açıklık, anlaşılabilirlik ve yalınlık her politika başlığı için tamamen geçerli olmasa da metnin çoğunda açıkça görülebiliyor.

Mutabakat Metni’nde iktidara gelinir gelinmez güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme geri dönüleceği söyleniyor. Millet İttifakı iktidara gelirse yönetsel biçimin usul ve içerik biçiminden çok ciddi değişikliklere uğrayacağı aşikâr. Neden yeni bir güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin zaruri bir ihtiyaç olduğu metnin en başında gayet güçlü şekilde açıklanmış ve sonrasında sistemin temel özelliklerinden bahsedilmiş. Bu yeni güçlendirilmiş parlamenter sistem ve bunu takiben gerekli olan kanuni düzenlemeler ile ifade, basın, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme özgürlüğü gibi birçok insan hakkının güvence altına alınmasına değinilmiş, keyfi uygulamalardan uzaklaşılması hedeflenilmiştir. Ancak Prof. Dr. Gençkaya’nın raporunda da söylendiği gibi yeni güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş ile TBMM tüzüğünün değiştirilmesi konusundan hiç bahsedilmemiştir.

Diğer bir soru işareti, milletlerarası sözleşmelerden geri çekilme yetkisinin meclisin tekeline verilme konusunun önceki parlamenter sistemden farkının ortaya konması kısmında eksiklik olmasıdır. Ama, Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki kurumların lağvedilip görevlerinin yeşil ve dijital dönüşüm kapsamında açılacak olan bakanlıklara ve bakanlık bünyesinde açılacak kuruluşlara devredilecek olması bu konu ile bağlantılı olarak yeterli şekilde açıklanmıştır.

Yasama Reformu’na kardeş şekilde düşünülen Yürütme Reformu içerisinde de yasama reformunu destekleyen ve tamamlayan maddeler görmek mümkün. Bu durum yasama sonrası inceleme ve denetim için oldukça önem arz eden bir konu. Örneğin, yapılan yasa ve bu yasanın etkisi hakkında, ilgili bakan veya bakanlara yazılı ve sözlü önergelerinin verilmesi ile bu yazılı ve sözlü önergelerinin belli bir süre zarfı içerisinde cevaplanması, aksi takdirde ilgili bakan veya bakanlara anayasal yaptırım uygulanması konusu, yasanın yapılma sürecinde dikkate alınması gereken bir uygulama olacaktır.

Özetlemek gerekirse, Millet İttifakı’nın iktidara gelmesi halinde uygulanacak, yapılacak ve düzeltilecek politika başlıklarını içeren bir mutabakat metni hazırlamış olmaları Türkiye’deki siyasal tarih ve uygulamalar açısından demokratik bir kazanımdır. Yasama konusunda Türkiye’nin ihtiyacı olan belli çözüm önerileri sunulmuştur. Ne var ki, yasama alanında yapılması planlanan değişikliklerin usul ve şekli yeterince açıklanmamış olup bu konuda daha fazla detaya ihtiyaç duyulurken, TBMM İç Tüzüğü’nün değiştirilmesi gibi bazı gerekli ve tamamlayıcı değişikliklerden hiç bahsedilmemiştir.

Yağmur Karagülle

Shares:

Okumaya Devam Edin