Geçen haftaki yazımda Ekim ayı boyunca siyasî gündemi işgal eden Kürt sorununun çözümü için ‘’yeni bir barış süreci’’nin başlayacağına ilişkin söylentiler etrafındaki gelişmeleri ve konuyla ilgili Cumhur İttifakı kaynaklı açıklamaları
Mustafa Erdoğan
Mustafa Erdoğan lisans ve lisansüstü eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’nde tamamladı; 1991’de Doçent, 1997’de Profesör oldu. İdarî yargıda
(1983-85), Ankara Üniversitesi (1985-1990), Hacettepe Üniversitesi (1991-2010) ve
İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde (2010-2016) öğretim üyesi olarak çalıştı. Çeşitli
tarihlerde Prof. Erdoğan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki muhtelif üniversiteler ve
düşünce kuruluşlarında misafir araştırmacı olarak bulundu.
Türkiye Bilimler Akademisi’nin aslî üyesi olan Prof. Erdoğan’ın başlıca eserleri
şunlardır:
Hukuk ve Adalet (2. b., 2022); Liberal Perspektif (2021), Türk Anayasa Hukuku (2. b.,
2019), Anayasa Hukukuna Giriş (2. b., 2019), Özgürlük, Hukuk ve Demokrasi (2018),
İnsan Hakları: Teorisi ve Hukuku (5. b., 2018), Türkiye’de Anayasalar ve Siyaset (9.
b., 2016), Anayasal Demokrasi (12. b., 2015); Aydınlanma, Modernlik ve
Liberalizm (2006); Anayasa ve Özgürlük (2002); Demokrasi, Laiklik, Resmî
İdeoloji. (2 b., 2000)
Son iki haftanın siyasî gelişmeleri kamuoyunda hükümetin Kürt sorununun barışçı yoldan çözümünü amaçlayan yeni bir süreci başlattığı kanaatini doğurmuş bulunuyor. Hatırlanacağı gibi, bu yöndeki gelişmelerin ilk işareti MHP lideri Bahçeli’den
Bugün yirmi yıl önceki bir yazmı biraz kısaltılmış olarak ve ufak-tefek düzeltmelerle birlikte sizinle paylaşmak istiyorum: Otuz yılı aşkın bir süredir onlarca dergiyi izlemiş, bunların bir kısmında yazmış ve Liberal
Kurucularından olduğum, bugünlerde 10. yılını dolduran Özgürlük Araştırmaları Derneği’nin yaptığı bir değerler araştırmasının sonuçları geçenlerde açıklandı (file:///C:/Users/merdo/Downloads/Turkiyede-Liberal-Degerler.pdf.) Araştırma liberal sosyo-politik değerlerin Türkiye toplumu tarafından ne derece benimsenmiş olduğunu anlamaya yönelik.
Günlük dilde ‘’parlamento’’ ile ‘’Meclis’’ (veya yasama organı) terimleri genellikle aynı anlamda kullanılmaktadır. Oysa gerçekte parlamento başka, Meclis başkadır ve her meclis parlamento değildir. Malum, temsilî-demokratik rejimler için yönetilenlerin/yurttaşların görüş
‘’Barış içinde bir arada’’ yaşamanın çağımızda öncelikli bir problem olarak ortaya çıkmış olması modern toplumların yapısından ve örgütlenme tarzından kaynaklanmaktadır. Malum, modern toplumlar genellikle kendilerini birer ‘’ulus’’ olarak görmektedirler ve
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun yıldönümü ve Mahkemeye son atanan üyenin and içmesi vesilesiyle yapılan törende Mahkeme’nin Başkanı tuhaf bir konuşma yaptı. O kadar tuhaf ki, bu konuşma hakkında dindar-muhafazakâr bir
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni adlî yılın başlaması münasebetiyle yaptığı konuşmada ‘’darbe anayasası’’ndan ve ‘’üstünlerin hukuku’’ndan kurtulma ihtiyacından söz ederek bilmem kaçıncı defa muhalefete ‘’yeni anayasa’’ çağrısı yaptı. Erdoğan bu arada adalet,
Liberalizm dar anlamda bir ideoloji olmaktan ziyade zengin çeşitlilik içeren bir düşünce geleneğidir. Vaktiyle Gerald Gaus (1952-2020) ve Eric Mack (d. 1946) danandığı temel değerden hareketle bu geleneği ‘’özgürlük geleneği’’
Malum, Abraham Lincoln ünlü Gettysburg Nutku’nda (1863) demokrasiden kısaca ‘’halkın halk tarafından halk için yönetimi’’ (‘’government of the people, by the people, for the people’’) olarak söz etmişti. Bu ifadeyi