BlogYayınlar

Gece Hayatı Endeksi 2023

2023, eğlence endüstrisi için Covid-19 pandemisinden kurtulma yılını işaret etmektedir. Consumer Choice Center, tüketicilerin dışarıda bir gece geçirmek için en iyi lokasyonlar; hizmetler, esnek programlar, uygun fiyatlı içecekler veya yemekler ve eve güvenli yolculuklar gibi faktörleri göz önünde bulundurarak değerlendirmesi için 2023 Gece Hayatı Endeksini oluşturmuştur.

Ayrıca endeks, yerel yetkililerin hangi politikaların tüketicilerin yaşamlarını iyileştirip hangilerinin iyileştirmediğini dikkate almasını amaçlamaktadır. Rapor, dünya çapındaki otuz şehri altı değişken kullanarak incelemektedir: zorunlu açılış ve kapanış saatleri, “son çağrı” mevzuatı[1], bir bira veya Big Mac’in ortalama perakende fiyatı, gece ulaşımı ve araç çağırma. Yani rapor, gece hayatları bazında şehirleri karşılaştırarak bir model keşfetmektedir.

Ortaya çıkan neticeye göre: Gelişmiş şehirlerin açılış ve kapanış saatleri çok gevşek veya hiç yok yoktur; aynı zamanda fiyatlar göre daha ucuzudr ve gece ulaşımına ve araç çağırmaya izin vermektedir. Hem tüketiciler hem de politika belirleyiciler rapordan çıkartılacak dersi gelecekteki kararlarına uygulamalıdırlar. Bunu yapmak için, bir endüstrinin 32 Milyar $’lık toparlanmasının faydalarından yararlanabilir, sanatı zenginleştirebilir, külfetli vergileri kaldırabilir ve herkese güvenlik sağlayabilirler.

Giriş

Artık yaz geldi ve bu demek oluyor ki partiler başlayacak. Covid-19 salgınının zirvesinde 200’den fazla festival iptal edildi ve endüstri 3.4 Milyar $ zarar gördü. Yine de, salgının en kötüsü geride kaldı ve yetkililer artık Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve dünya çapındaki diğer ülkelerde seyahat kısıtlamalarını ve kapatmaları büyük ölçüde kaldırdı. Bu nedenle gece kulüpleri, restoranlar, barlar bir kez daha patlama yaşıyor ve yapılan hesaplamalara göre endüstri önümüzdeki beş yılda 31.46 Milyar $ büyüyecek. Her şey yolunda giderse 2023, her yerdeki parti müdavimleri için geri dönüş anı olabilir.

Consumer Choice Center, tüketicilerin bir gece dışarı çıkmaya karar vermeleri halinde mümkün olan en iyi deneyimi yaşamalarını sağlamak istiyor. Raporun okuyucuları, uygun fiyatlı ancak en kaliteli hizmetleri nerede bulabileceklerini bilebilmeli, farklı tüketicilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayan esnek bir programdan yararlanabilmeli ve istedikleri yere güvenli bir şekilde gidip gelebilmeliler. Aynı zamanda şirketler, yerel karar alıcılar ve ülkeler, müşteriler için iyi bir gece hayatı ortamının nasıl geliştirileceğini anlamalıdır.

Bu amaçla, dünya çapında otuz şehrin gece hayatını nasıl yönettiğini inceleyen yeni bir dizin oluşturulmuştur. Bu dizin; her destinasyonu, kentsel eğlence yönetmeliğinin benzer demirbaşlarını kullanarak karşılaştırır; bunlar, gece kulüpleri, restoranlar ve barlar için açılış saatleri, gece kulüpleri ve barlar için “son çağrılar”, bir İngiliz birası ve standart bir Big Mac için ortalama fiyatlar, gece vakti toplu taşıma veya paylaşımlı ekonomi hizmetlerinin mevcudiyeti gibi faktörler olabilir. Tüketici refahı üzerindeki etkilerini analiz etmeden ve başka yerlerdeki eşdeğer düzenlemelerle karşılaştırmadan önce bu kuralların varlığına ve içeriğine dikkat etmeliyiz.

Bunu yaparak, en az çekici destinasyonların şunları içerdiğini görüyoruz:
Reykjavik, Zürih, Tokyo, Doha ve Dubai. Aksi takdirde, bu şehirler, keyifli bir şekilde yaşanacak yerler ancak ortak bir yasa çıkarma eğilimleri bulunmaktadır. Bu yasalar, gece hayatını kontrol etmeyi amaçlayan katı düzenlemelerden oluşur. Bu nedenle, katı açılış veya kapanış saatleri, zorunlu “son çağrılar” ve günah vergileri nedeniyle alkollü içkiler veya yiyecekler için yüksek fiyatlar sunarlar. Ayrıca, insanların güvenliği için ulaşım ağı şirketlerinin sunduğu hizmetleri veya gece otobüslerinin önemini de ihmal etme eğilimindedirler. İnsanların partilerde kendilerine ve çevrelerine zarar verme davranışlarından korumak için varsayılan nedenlere dayanmakla birlikte, bu metin, önlemlerin tüketicilerin hayatlarını nasıl daha sıkıcı hale getirdiğini, hizmet kalitesini nasıl düşürdüğünü, müşterileri tercih ettikleri yaşam tarzı seçimlerinden mahrum bıraktığını ve partiye gidenleri, evlerinden döndükleri zamanlar da dahil olmak üzere, daha az güvenli bir atmosfere ittiğinin göstermektedir.

Tersine, şehirlerdeki en iyi gece hayatı heyecana ve deneyimlere açık kalmalıdır. Berlin, Budapeşte, Paris ve Tiflis gibi şehir merkezlerinin yasal olarak veya önemli ölçüde gevşek açılış ve kapanış saatleri (kısıtlamalar bölgeden bölgeye değişse de) yoktur. Uygun fiyatlı içecek, yemekler ve 7 gün 24 saat erişilebilir durumdadır. Sonuç olarak, insanlar dans etmenin ve rahatlamanın yararları sayesinde geçirdikleri zamandan daha fazla keyif alırlar. Büyüyen bir eğlence endüstrisi, psikolojik avantajların ötesinde dolaylı olarak turizmi, sanatı, perakendeyi ve diğer yakın sermayeleri canlandırır. Gece hayatının hareketli olduğu şehirlerde yaşayan tüketiciler rahatlamak için daha kaliteli seçeneklerin keyfini çıkarıyor. Son olarak, çalışmamız, herkesi (özellikle savunmasız insanları) güvenli bir şekilde eve götürmek için gece hizmetlerinin yerine araç çağırmanın nasıl tercih edildiğini gösteriyor.

Bir politika değişikliği çağrısı olarak çalışma, siyasi aktörleri; kapanış saatleri, alkol ruhsatı ve ses limitleri üzerindeki kısıtlamaları gevşeterek, “son çağrı” yönetmeliklerini kaldırarak, günah vergilerini düşürerek paylaşım ekonomisi oluşturmalarıdır.

Araştırma Yöntemleri ve Sınırları

Mevzuat ve çevrimiçi fiyat toplayıcılar gibi birincil kanıtlar, akademik dergilerden ikincil yazılar ve gazeteler, klavuzlardan üçüncül bilgiler dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan elde edilen istatistikleri kullanarak otuz şehrin gece hayatını karşılaştırmaktadır. Seçilen yerler, karşılaştırmalı siyasette farklı sistem tasarımlarına bağlıdır. Kişi başına düşen GSYİH, gelir dağılımı, eğitim ve sosyal normlar dünyanın farklı köşelerinde çılgınca farklılık gösterse de, bu metodoloji aynı bağımlı değişkeni (gelir, tüketici tercihi ve tüketici açısından ölçülen bir destinasyonun ne kadar arzu edilir olduğunu) kullanarak bunları yargılamamıza olanak tanır. Ayrıca, bazı bağımsız değişkenler önermeye ve nedensel bir açıklama sunmamıza izin verir; daha açık düzenleyici rejimler, kapalı olanlara kıyasla daha arzu edilen sonuçlara yol açar.

İlgili benzerlikleri ve farklılıkları; sıralamalara koymak için puan tabanlı bir sistem kullanmak tercih edilmiştir. Puanlar her kategorinin karmaşıklığına göre ağırlıklandırılmıştır. Zorunlu kapanış ve açılış saatleri, gece ulaşımı, araç çağırma; çeşitli işletmeleri ve bireyleri kapsayan birden fazla politika anlamına gelir. Kapsamlı yapıları nedeniyle, bu bölümlere maksimum 2 puan skalasında puan verilmiştir. “Son çağrı”, ortalama bira ve hamburger perakende fiyatları gibi diğer değişkenler, tek bir politikayı kapsar. Sonuç olarak, bireysel girişler her biri için en fazla bir puan kazandıracaktır. Elbette sistem olumsuz sonuçlar için de geçerlidir. Şehirlerin diğer lokasyonlara kıyasla son derece katı ve pahalı olduğunu varsayalım; dolayısıyla o alanda sıfır puan alır. Bir şehrin alabileceği en yüksek puan dokuz puandır.

Beklendiği gibi, çeteledeki etkenlerin hepsi evet ya da hayır” yanıtına uymamaktadır. Hafta sonları sadece gece ulaşımına izin verilmesi, açılış ve kapanış saatlerinin sabah 5’te zorunlu kılınması ve bazı işletmelerin 7/24 çalışmasına izin verilmesi, maksimum puanın yarısını belirtilen aktöre kazandıracaktır. Örneğin; Berlin’in teraslı restoranlar için gürültü azaltma kuralları bile tam puanla ödüllendirilmiştir.

Her zaman olduğu gibi, dikkate alınması gereken birkaç komplikasyon var: Birincisi, ülkelerin iç politikalarında aynı tanımlara bağlı kalmamasıdır. Japonya’nın Fueiho Yasası, İkinci Dünya Savaşı’na kadar uzanan genel bir şenlik yasağıdır. Avrupa veya ABD yasalarından farklı olarak, zorunlu açılış veya kapanış saatlerine kendiliğinden odaklanmaz. Bunun yerine, daha geniş bir kamusal davranış standardını (sadece 2016’da kaldırılan bir dans yasağı dahil) desteklemeye çalışır. Öte yandan, Anglo-Amerikan mevzuatında “son çağrı” fikrinin anlaşılması kolay ve yaygın olmasına rağmen, genel sağlık ve güvenlik normlarını tercih etme eğiliminde olan diğer ülkelerde katı bir karşılığı yoktur. Farkında olmadan çok farklı şeylere bakıyor olabiliriz.

Daha temel bir sorun, karşılaştırmanın biçimsel kurallara dayanmasıdır. Ancak, resmi pozisyonlar mutlaka gerçeği yansıtacak diye bir şey de yoktur. Bazı düzenlemeler kağıt üzerinde katıdır ancak uygulamada asla uygulanmaz. Aksine, kağıt üzerinde müsamahakâr olan yasalara genellikle asla başvurulmaz. Teorik olarak zorunlu açılış ve kapanış saatlerinde istisnalara yer açan bir şehir bile hiçbir işletmeye bu istisnayı tanımayabilir. Dolayısıyla “pazar günü ticaret yasalarına” sahip bir kasaba, işyerini hafta sonu boyunca açık tutan hiç kimseyi cezalandırmayabilir. Listemizde kulağa eğlenceli gelebilecek yerler pratikte hayal kırıklığı olabilir; bunun tersi de geçerlidir.

Bu araştırma yetersiz kaldığında bunun yerine Economist’in 2023 Big Mac Endeksi ve Finder’ın “Pint”[2] Fiyat Haritası gibi güçlü endeksleri kullanılmıştır. Kapsamlı veritabanları, raporun diğer

bazı olası eksikliklerini giderir. Ülkeler genelinde ücretleri incelemek için satın alma gücü parite ölçümlerini kullanmak, hamburger ve biranın daha düşük işçilik maliyetleri sayesinde zaten daha ucuz olduğu fakir ülkeler lehine olacak ve sonuçlara karşı da muhtemelen önyargılı yaklaşmamızı sağlayacaktır. Big Mac Endeksi ve verilerimiz, yerel halk ve şehri ziyaret eden insanlar için bir para biriminin değerini daha iyi yansıtmak üzere kişi başına GSYİH üzerinden gelir düzeylerini ayarlar. Finder’ın Bardak Fiyat Haritası, dahili sonuçları dünya çapındaki daha kapsamlı bira fiyatları veritabanıyla karşılaştırmamıza olanak tanıdı. Bununla birlikte, bulgularını genellikle çoğu kişinin göreceği ücretlerden daha yüksek olan otel fiyatlarına dayandırdığı için, Finder’s Map’in, özel araştırmamıza kıyasla konunun tam olarak temsili bir resmini sunmadığının farkındayız.

Son olarak, çalışmalarımızı geliştirmek için sürekli olarak çalışıyoruz ve gelecekte daha yeni ve daha ayrıntılı kategorilerle verilerimizi iyileştirme taahhüdümüzü sürdürüyoruz. İmar kanunları, şehirdeki gece hayatı aktivitelerinin hangi bölümünün gerçekleşebileceğini ve nerede gerçekleşemeyeceğini şekillendiren yönergelerdir. Sonuç olarak, Budapeşte’nin Erzsébet Bulvarı’nda imarın başlamasıyla, potansiyel olarak şehrin parti bölgesinin birçok eğlence işletmesini kuruyor ya da yıkıyorlar. İmar yasaları, gelecekteki gece hayatı endekslerine doğal bir ektir. Diğer değişkenler, eğlence pazarı üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir, ancak rapora girmemiştir. Yine Budapeşte’yi örnek alarak, şehir, fiyatların kıtlığı işaret etme kabiliyetini felce uğratarak, taban oran ve taksiler ve araç çağırma ücretlerinde tavan (Mart 2023 itibariyle dakikada 110 forint) şeklinde fiyat kontrolleri başlatır ve böylece mevcut arabaların sayısında ve dolayısıyla arz ve talep arasında bir uyumsuzluk yaratarak kıtlıklara yol açar. Gelecekteki analizler, (sadece mevzuatın varlığı/yokluğu ve içeriği yerine) müdahaleci önlemleri hesaba katarak yerel koşulların daha ayrıntılı bir resmini çizecektir.

Sonuçlar ve değerlendirme
a) Kulüp, bar ve restoranların zorunlu açılış ve kapanış saatleri

Analiz, zorunlu açılış veya kapanış saatleri; eğlence mekanları için zorunlu bir program oluşturan herhangi bir mevzuata mümkün olan en geniş anlamda atıfta bulunmaktadır. Bu kurallar, tüm hafta için tek bir kapanış saati kadar minimum veya bir kulüp, bar veya restoranın çalışabileceği günleri yalnızca hafta sonları ile sınırlandırmak kadar katı olabilir.

Önemli bir nokta, insanların dışarıda gecenin tadını çıkarabilecekleri şehirlerde zorunlu çalışma saatlerinin hiç olmaması veya çok izin verici olmasıdır. Listedeki en iyi skorlardan biri olan Berlin’i ele alalım. Berlin, dünyaca ünlü Berghain Tresor ve Sisyphos gibi gece kulüplerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu temelde, restoranlar, barlar ve gece kulüpleri sadece eğlenilecek yerler değil, pandemi öncesi seviyelere göre 1,6 milyar dolar (1,5 milyar avro) değerinde kendi başlarına önemli bir sektörlerdir.

Bu başarının bir kısmı, Berlin’in zorunlu kapanış veya açılış saatlerinin olmamasından kaynaklanmaktadır. Kulüp ve barlarda herhangi bir kısıtlama olmadığı için yılda 400’den fazla mekan ve 2.700 parti herkesin tercihlerine hitap edebilir. Bu da, 1,6 milyar dolarlık rakamın öne sürebileceğinden fazlasını içeren başka olumlu dış etkenlere sahiptir. Berlin’deki mekanlar, müşterilerine uyacak şekilde sanata deneysel açıdan bakmaktan ve yenilik yapmaktan korkmadılar. Tek başına Berghain, en iyi sanatçıların burada çıkış yaptığı tekno-müziğin başkentidir. Böylelikle, Wolfgang Tillmans ve Katharina Grosse gibi Berlin’in çağdaş görsel sanatçıları da şehrin ünlü bar ve restoranlarında ağ kurarak kariyerlerine başlamayı başardılar. Sanatçılar ve müzikseverler her yıl 3 milyon turist ağırlayan Berlin’e akın ediyor. Berlin’in resmi web sitesinin neden şehrin eğlence konusundaki itibarını gururla kucakladığı anlaşılabilir.

Aynı şey listenin üst sıralarında yer alan diğer şehirler için de geçerli. Paris’in gevşek kuralları, 6,2 milyar dolarlık (5,7 milyar avro) endüstrisinin gelişmesine izin veriyor ve elbette dinlenme salonları, kafeler ve kulüpler Fransız çağdaş modernist mimarisini etkiliyor. Yerel kısıtlamalar artıyor olsa da, Budapeşte’nin barları ve restoranları hala toplam 2,4 milyar dolar gelir getiriyor ve Doğu Avrupa’nın komuta sonrası ekonominin yeniden canlandırılması için bir rol model oluşturuyor. Ayrıca Tiflis’in açıklığı sayesinde, Bassiani gibi yerler dünyanın en iyi house müzik kulüpleri arasında yer alıyor ve Gürcistan sivil toplumunun protest ruhuyla ayrılmaz bir parçası haline geliyor.

Yelpazenin diğer ucunda, eğlence sektörü için sert programlar uygulayan şehirler vardır. Reykjavik, Dubai ve Doha gibi bazı destinasyonlar işletmeleri çok erken kapatmaya zorluyor; Zürih gibi diğerleri aynı sonuçları elde etmek için gürültü kısıtlamaları kullanıyorlar. Bu şehir merkezleri bunu pek çok nedenden dolayı yapıyor ve bunların çoğu ekonomistlerin negatif dışsallıklar olarak adlandıracağı şeyleri temsil ediyor (daha önce tartıştığımız pozitif dışsallıkların aksine). Taraflar, tüketicileri ve işletmeleri tatmin ediyor olabilir ancak aynı zamanda değiş tokuşun parçası olmayan kişilerden etkilenebilirler. Birincisi, gürültülü olmaları bölgede yaşayan ve dışarı çıkmak istemeyen herkesi rahatsız edebilir. Diğer eleştirmenler, sektörü soylulaştırmayı körüklemekle, bir bölgedeki konut ve kolaylıkların fiyatlarını yükseltmekle ve düşük gelirli sakinleri topluluklardan kovmakla suçluyor.

Ne yazık ki katı düzenlemeler, dışsallıkların çözülmesine yardımcı olmaz ve bazen durumu daha da kötüleştirir. Artan ev fiyatlarının ana suçlusu gece hayatı değil, konut arzının olmamasıdır. Genel zorunlu mekan açılış ve kapanış saatleri, dışarıda daha az gece geçirmeyi teşvik ettiği için ve geç saatlere kadar çalışan insanları partiye katılmaktan caydırdıkları için ikincil olumsuz etkilerin oluşmasından sorumludur. Zürih’tekiler gibi katı kısıtlamalar, bölgede yaşayanlar için mahallelerin sakin kalmasına yardımcı olabilir ancak yerel ayarı herhangi bir eğlence değerinden mahrum bırakabilir ve böylece insanların çoğu eğlenceyi başka yerde aramayı tercih ederler. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Zürih’in pandemiden toparlanması diğer şehirlerden daha yavaş oldu ve sektör 2019’da yaklaşık 1,79 milyar dolardan bugün 1,35 milyar dolara geriledi, sonuç olarak da 2025’te 1,31 milyar dolara düşmesi bekleniyor. Bu gelişme, zahmetli açılış yasalarının işletmeler için ek maliyetler yaratması gerçeğiyle kolayca açıklanabilir, bu da daha az yerel sektörün açık kalmayı karşılayabileceği anlamına gelir. Dahası, artık kullanılmayan yerlerin yerine daha az sayıda yeni yer açılabilir.

b) Gece kulüpleri ve restoranlar için “son çağrılar”

Son çağrı düzenlemelerinin destekçileri, eğlencenin vahşi doğasını engellemeye çalıştığına inanıyor. Geniş bir gece hayatının suça ve antisosyal davranışlara yol açtığını düşünüyorlar. Örneğin, Norveç sahnesinde yapılan bir araştırma, açılış saatleri ile saldırılar arasında pozitif bir ilişki buldular. Bir yerin açık kaldığı her saat, saldırıları %16 artırdığını ancak toplam vaka sayısının 100.000’de 4,8’i olduğunu belirttiler.

Bununla birlikte, analiz suç ve gece hayatı arasındaki ilişkinin ilk izlenimlerin öne sürdüğünden çok daha karmaşık olduğunu gösteriyor. Sıralamamızdaki en gece hayatı dostu şehirlerin son çağrı kuralları yoktu. Tek istisna, ilki oldukça gevşek düzenlemelere sahip olan Buenos Aires ve Madrid’dir. Eleştirmenlerin aksine, son çağrısı olmayan kasabalar da en barışçıl şehirler arasındadır. Economist’in Güvenli Şehirler Endeksi 2021’e göre Brüksel, Bükreş ve Budapeşte dünyanın en güvenli şehirleri arasında yer alıyor. Tersine, Doha ve Meksika gibi şehirler, resmi son çağrıları gerçekleştirmelerine rağmen güvenlik konusunda çok daha düşük puan alıyor. Bu nedenle, bir önceki aramayı zorunlu kılmaktan daha etkili yöntemlerle daha güvenli mahallelerle eğlenceyi birleştirmek mümkündür; bu yöntemlerden biri polisin varlığı (suç oranları üzerinde yalnızca bir bar veya kulübün varlığından daha fazla etkiye sahip bir faktör) olabilir.

c) Bir bardak bira ve bir Big Mac’in ortalama fiyatı

Bir partiyi bitirmenin başka bir yolu da kulübü erken kapatmak değil, yeme içmeyi çok daha pahalı hale getirmektir. Alkollü içeceklerin vergilendirilmesi, bir taşla iki kuş vurmayı vaat ettiği için birçok şehrin tercih ettiği bir çözümdür. Aynı anda daha fazla insanı aşırı içki içmekten caydırır ve aşırı içki içmenin sonuçlarını ele alan kamu hizmetlerinin finanse edilmesine yardımcı olmak için bir gelir kaynağı sağlar. Benzer şekilde, konforlu yiyeceklere bir vergi getirilmesi, sözde obeziteyi azaltırken, devlet hastanelerinde ilgili hastalıkların (diyabet, yüksek tansiyon, artan kalp krizi ve felç riski ve benzeri) tedavisi için ödeme yapar ve engellilik sigortasını karşılar.

Bununla birlikte, bulduğumuz şey, alkol vergilerinin sayısız tuzağını bir kez daha gösteriyor. Sorunu incelemek için İngiliz bira bardağı (568 ml veya 16 ons) ve bir Big Mac’in (veya Big Mac eşdeğerlerinin) fiyatını kullandık. Sonuçları bira için 4,985 ve hamburger için 5,29 olan medyan değerlere göre sıraladık, ve sonuç olarak işaretin altındaki tüm değerler bir puan aldı ve üzerindekiler sıfır puan aldı.

Sonuçlar yine, alkol üzerindeki vergilerin ekonomik olarak geriletici olduğu için yarardan çok zarara neden olduğunu gösteriyor. Başka bir deyişle, en çok yoksulları incitiyorlar çünkü en kötü durumda olanlar gelirlerinin daha fazlasını alkol almaya harcıyor ve sonuç olarak daha fazla vergilendiriliyorlar. Alkol vergilerinin, Katar içkileri örneğinde olduğu gibi, içki fiyatlarınının ilk etiketini iki katına kadar bozduğunu görmek endişe verici. Bira ve şarabın Doha gibi seçkin satış noktalarında yasal olarak yalnızca yabancılara ve turistlere satılması daha da endişe verici. Bu, toplumun en savunmasız üyelerinin, düşük seviyeli şehirleri negatif dışsallıkların değerinin üzerinde finanse ettiğini gösterir ve mütevazı bir bira ya da sadece bir şişe şarap satın almak için bile karaborsaya başvurduğu anlamına gelir.

Buna karşılık, listedki ilk on gibi gelmişmiş şehirler, Budapeşte’de alkolün ucuz olduğu ve litre başına 1,84 dolara kadar düştüğü yerlerdir. Düşük fiyatlar, onları bireylerin yasal pazarlarda güvenli bir şekilde alışveriş yapabilecekleri ve harcanabilir gelirlerinin daha fazlasını diğer mallara harcayabilecekleri yerler haline getirir. Bu kasabalar, aşırı içki içmeyi sosyal bir norma (reşit olmayan yaşta içki tüketimi hariç) dönüştürmeyi ve bunun yerine ciddi vakalara odaklanmayı tercih ediyor.

Rahatlatıcı yiyecekler üzerindeki günah vergisi, sapkın teşviklerle ilgili başka bir vaka çalışmasıdır. Alkolden çok daha fazlası olarak (sonuçta, içeceklerde olduğu gibi yemeyi de atlayamazsınız), toplumun en yoksul çeyreği fiyat artışına uyum sağlayamıyor ve yetersiz gelirin giderek artan bir kısmını yiyeceğe harcıyor. Bununla birlikte, insanlar fiyat değişikliğine tepki verdiklerinde bile, politika yapma merci olan insanları hayal ettiği sağlıklı beslenmeyi tercih etmiyorlar. Bunun yerine, çoğu kişi tercihlerini daha ucuz mağazalara ve benzer bir gıda profiline sahip daha düşük kaliteli yemeklere kaydırarak, her zamankinden daha sağlıksız beslenmelerine neden oluyor.

Reykjavik, teorik içgörünün pratik teyidini sağlıyor. Şehirdeki tek bir burgerin fiyatı, gıda ürünlerindeki %11’lik yüksek KDV ve İzlanda’nın coğrafi izolasyonu (birkaç satış noktasının karşılayabileceği daha yüksek işletme maliyetlerine neden olan bir kombinasyon) nedeniyle medyanın çok üzerinde olan 6,82 dolardır. Aslında, Reykjavik için bir Big Mac indeksine yapılan herhangi bir atıf, gerçek bir Big Mac’i içermez. 2008 mali krizinin ardından ayrılan McDonald’s’ın ikonik Golden Arches’ı şehirde yok. Sağlıklı beslenme için bir zaferden çok uzak olsa da, Reykjavik yerlileri yerel Metro zinciri ve son derece pahalı Heimsborgarinn’in tek seçeneğiyle baş başa kalıyorlar.

d) Gece ulaşımı ve araç çağırma

Gece ulaşımına erişim, insanların riskli alanlarda beklemekten kaçınmasına yardımcı olur. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, 24 saat ulaşım hizmetleri, özellikle halka açık ortamlarda kendilerini en savunmasız hissedenler olmak üzere tüketiciler tarafından oldukça talep edilmektedir. Londra merkezli bir ankette, %73’ü gece seyahat etmenin daha riskli olduğunu söylenir; Ankete katılanların %48’i, güvenlik endişeleri nedeniyle belirli bir saatten sonra seyahat etmeyi tamamen bırakan kadınlardır. Toplu taşımadan bile daha değerli olan, tüketicilerin eve gitmek için tüm seçenekler arasında en güvenli olduğunu düşündüğü Uber, Bolt veya Lyft gibi araba çağırma hizmetleri şeklindeki özel ulaşımlardan bahsedilir.

Bu endeks, “toplu gece ulaşımını” 24 saat dahil olmak üzere en az sabah 4’e kadar aktif olan herhangi bir metro, tramvay, otobüs ve troleybüs olarak tanımlar. Aynı zamanda, birden fazla parti müdaviminin aynı arabayı talep ettiği yolculuk paylaşımı kategorisini de kapsayan, paylaşım ekonomisi ve eşler arası hizmetleri ifade etmek için “seyahat etme” terimini kullanıyoruz.

Olumlu bir not olarak, veri setimizde hem genel olarak gece taşımacılığının hem de özellikle araç çağırmanın geniş kullanılabilirliğini belirtiyoruz. Masalarımızdaki yüksek puanların neredeyse tamamında gece hizmetleri ve araba çağırma özelliği bulunuyor ve bu da tüketicilere aralarından seçim yapabilecekleri çok sayıda seçenek bırakıyor. Kuralın istisnaları, genel gece ulaşımı olmayan, ancak aynı rolü yerine getiren araç çağırma yoluyla telafi eden şehirler olan Tiflis ve Santiago de Chile’dir. Olumsuz tarafı, en düşük puanı alan birçok ülke, bir veya her iki olasılığın da eksik olduğu ülkeleri içerir. Doha, Dubai ve Mexico City’de gece ulaşımı yoktur, ancak araç çağırma özelliği vardır. Ne yazık ki, Reykjavik ve Tokyo, müşterilere iki seçeneği de bırakmıyor ve bu da onları araç çağırma güvenliği açısından en az çekici destinasyonlar haline getiriyor.

Sonuç

Rapor, tüketicilerin kendilerine en uygun yeri bulmaları için kullanışlı bir rehber görevi görüyor. Kendi şehirlerindeki hareket tarzlarını dünya çapındaki diğer şehirlerle karşılaştırabilirler ve bulundukları yer zevklerine uymuyorsa yurtdışında eğlence arayabilirler. Ayrıca, eğlenceyi pandemi sonrası tam iyileşmeden neyin alıkoyduğunu da görebilirler. Açık bir yer aramak için şehirde koşuşturmanın monotonluğu tesadüfi değil, zorunlu kapanış saatlerinin ve zorunlu son çağrıların sonucudur. Raflardaki abartılı fiyatlar, açgözlü işletmelerin işi değil, belediye meclisi veya ulusal makamların kasıtlı politika tercihleridir. Şafak sökerken ışıksız otobüs duraklarından veya ıssız ara sokaklardan eve yürümek zorunda kalmak kötü şans değildir, araba çağırmayı ve gece ulaşımını engelleyen caydırıcı politikaların doğrudan bir sonucudur.

Politika yapımı açısından rapor, açıklığın şehirlerin tüm eğlence avantajlarından yararlanmasını ve dezavantajları ele almasını sağladığını kanıtlıyor. Zorunlu açılış ve kapanış saatlerinin ve son çağrıların kaldırılması, işletmelerin arzı tüketici talebiyle eşleştirmesine ve eğlencenin olumlu dışsallıklarını üretmesine olanak sağlayacaktır. Aşırı içki içmenin veya obezitenin gerçek bedelini yansıtmadıklarından, gerileyen günah vergileri en aza indirilmeli veya tamamen kaldırılmalıdır. Dahası, çoğu şehir, içki içmenin ve insanların güvenliğinin olumsuz etkileriyle mücadele etmenin daha iyi yolları olarak disiplinli polis uygulamalarını ve gece ulaşımı ile araç çağırma imkanlarını benimsemelidir.

Yazar: Consumer Choice Center

Çeviri: M. Leyla Yetiştirici


[1] Son çağrı (last call): Bir mekanın kapanış saatinden ziyade, özellikle alkol hizmeti vermeyi durdurduğu saati ifade etmektedir (e.n.)

[2] Pint: Anglo-Amerikan ülkelerinde yaygın kullanılan, yaklaşık yarım litreye (0.5 cl) tekabül eden bir hacim birimidir. Daha çok fıçı biralar için kullanılmaktadır. (e.n.)

Shares:

Okumaya Devam Edin