İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde büyük kapsamlı yolsuzluklar yapılmış olduğu isnadıyla Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na karşı geçen Mart ayında başlatılmış olan ceza soruşturması kapsamında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılmasıyla sonuçlanabilecek
Mustafa Erdoğan
Mustafa Erdoğan lisans ve lisansüstü eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’nde tamamladı; 1991’de Doçent, 1997’de Profesör oldu. İdarî yargıda
(1983-85), Ankara Üniversitesi (1985-1990), Hacettepe Üniversitesi (1991-2010) ve
İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde (2010-2016) öğretim üyesi olarak çalıştı. Çeşitli
tarihlerde Prof. Erdoğan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki muhtelif üniversiteler ve
düşünce kuruluşlarında misafir araştırmacı olarak bulundu.
Türkiye Bilimler Akademisi’nin aslî üyesi olan Prof. Erdoğan’ın başlıca eserleri
şunlardır:
Hukuk ve Adalet (2. b., 2022); Liberal Perspektif (2021), Türk Anayasa Hukuku (2. b.,
2019), Anayasa Hukukuna Giriş (2. b., 2019), Özgürlük, Hukuk ve Demokrasi (2018),
İnsan Hakları: Teorisi ve Hukuku (5. b., 2018), Türkiye’de Anayasalar ve Siyaset (9.
b., 2016), Anayasal Demokrasi (12. b., 2015); Aydınlanma, Modernlik ve
Liberalizm (2006); Anayasa ve Özgürlük (2002); Demokrasi, Laiklik, Resmî
İdeoloji. (2 b., 2000)
Benim neslimin ilk ve orta öğrenim çağındayken maruz kaldığı en etkili devlet propagandalarından biri ‘’ezelî Türk-Rus düşmanlığı’’ formülünde saklıdır. Bu formülün sakıncası, Ruslar ile Türkler’in birbirlerine kategorik olarak düşman olmalarının
İnsanlar başta oy vermek olmak üzere siyasal eylemlerinin hemen hemen hiçbir zaman siyasî sonuçları değiştirmediğini bildikleri halde neden halâ siyasî faaliyete devam ederler?...Çünkü, politika sadece sonuçların değişmesi hakkında değildir. O
Hukukun üstünlüğü hür ve medenî bir toplum için vazgeçilmez öneme sahiptir. ‘’Hukukun üstünlüğü’’, varlığını bir cebrî iktidar organizasyonu olan devlete borçlu olmayan, aksine onun işleyişini kayıtlaması ve hukuk yapımında ona
‘’Sosyal demokrasi’’nin sol bir siyasî ideoloji olduğu belli olmakla beraber, tam olarak ne anlama geldiği o kadar net değil. Sosyal demokrasinin mahiyeti ve anlamı kişilere ve bağlamlara göre bir ölçüde
Bu sütunda konu hakkında en son yazdığım ‘’Çözüm Süreci’ndeki Belirsizlikler’’ başlıklı yazının üzerinden bir buçuk ay kadar bir süre geçmesine rağmen orada bahsettiğim belirsizlik halâ ortadan kalkmış değil. Hatta kalkmadığı
Malum, günümüzde demokratik rejim dendiğinde normal olarak kastedilen liberal demokrasidir. Liberal demokrasi kurumsal bir çatı veya konfigürasyon anlamında ve temsil esasına dayanan bir ‘’demokrasi modeli’’dir. Bu model her ne kadar
Üç yıl önceki bir yazımda Türkiye’nin carî siyasî rejiminin ‘’patrimoniyalist’’ bir özellik gösterdiğini ileri sürmüştüm. Bu doğru ama eksik bir nitelemedir. Onun için, demokrasiden her gün biraz daha uzaklaşan bu
Siyasî iktidarın geçen Mart’tan beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ve ana muhalefet partisi CHP’ye karşı bir seferberlik havasında ve yargı eliyle yürüttüğü köşeye sıkıştırma politikası bütün hız ve
Liberal demokrasinin 20. yüzyılın sonlarında baskın politik model haline gelmesi bir anlamda hukukun siyasete üstünlüğünü ilan etmesidir. Ancak, bu model siyaseti hukuka göre ikincil bir faaliyet türü olarak öngörmesi bakımından











