Blog

Dünya Özgürlük Raporu 2020

Türkiye, siyasal özgürlüklerden 16, sivil özgürlükler üzerinden de 16 puan alarak toplam 32 puan ile özgür olmayan ülkeler arasında yer almıştır. Türkiye siyasal sistemdeki %10 seçim barajından, seçim sürecinde YSK’nın vermiş olduğu kararlarına, gazetecilere verilen hapis kararlarından AKP’nin medya üzerindeki etkisine kadar pek çok açıdan değerlendirilmiştir. 

 Freedom House 2020 dünya özgürlük raporunu yayımladı. Siyasal katılımcılık, seçim süreçleri, ifade özgürlükleri, örgütsel haklar ve hukukun üstünlüğü gibi çeşitli konu başlıkları altında incelenen ülkeler, 3 ayrı tanımlama ile sıralandılar; özgür, kısmen özgür ve özgür olmayan. Özgür olan ülkeler arasında Finlandiya, Uruguay, Almanya, Panama, Tunus yer alırken kısmen özgür ülkelerde Meksika, Senegal, Ukrayna, Filipinler ve Gürcistan yer aldı. Özgürlük puanlarının düşük olduğu en alt sıralarda ise Uganda, Türkiye, Afganistan, Çin ve Suriye yer almaktadır. Mesela Uruguay, Finlandiya gibi özgür ülkelere baktığımız zaman genellikle görüyoruz ki seçim süreçleri ve siyasal katılımcılık puanlamaları en yüksek puanları almıştırlar. Bu da bize gösteriyor ki bu ülkelerin siyasal ve sosyal sistemlerinde insanlar ülke siyasetine güveniyor, yeni parti oluşumlarına iktidar veya sistem tarafından %10 gibi büyük engeller konulmuyor ve ayrıca parlamento içerisinde ülkenin farklı etnik veya mezhepsel temsiliyet oranları fazladır. 

Kısmen Özgür olan ülkeleri baktığımız zaman ise farklı alanlarda problemlerle karşılaşıldığını görüyoruz. 71 puanla Kısmen Özgür Olan ülkeler arasında bulunan Senegal’de vatandaşlar dini inançlarını veya inanmadıkları tercihlerini özgürce dile getirmede yüksek puan alırken medyanın özgürlüğü ve hükümet içerisindeki yozlaşma ve yolsuzluk üzerindeki hukuk yaptırımlarından düşük puanlar almaktadır. Yine kısman özgür ülkeler arasında yer alan Ukrayna’ya baktığımız zaman muhalefetin hakları ve kendini halka tanıtabilmesi açısından gerekli fırsatları elde edebileceğine yüksek puan verilirken hükümetin kamuya açıklığı ve şeffaflığı konusunda büyük problemler yaşadığı not ediliyor. Öte yandan Gürcistan’a baktığımız zaman görüyoruz ki medyanın özgürlüğü, yozlaşma karşısında hukuk yaptırımları veya LGBT+ gibi azınlık grupların parlamentoda ve devletin her kademesinde temsil oranlarına Freedom House tarafından verilen puanlar az iken insanların evleneceği kişiyi seçme, ev içi şiddete karşı koruma veya özel işletme kurma gibi sosyal hakları konusunda 4 üzerinden 3 puan aldığını gözlemliyoruz.

Özgür olmayan ülkeler pek çok değerlendirmeden 4’üzerinden 1 veya 2 puan almaktadır. Geçtiğimiz senelerde kısmen özgür olmayan ülkelerden özgür olmayan ülkeler kısmına düşen Uganda’ya baktığımız zaman, uzun süredir ülkeyi yöneten iktidar özellikle siyasal katılımcılık, hukukun üstünlüğü, devlet kurumlarının açıklığı ve şeffaflığı, yargının bağımsızlığı veya sosyal haklar üzerinden yapılan değerlendirmelerde 4 üzerinden 1 puan almıştır. Türkiye, siyasal özgürlüklerde 16, sivil özgürlükler üzerinden de 16 puan olarak toplam 32 puan ile özgür olmayan ülkeler arasında yer almıştır. Türkiye siyasal sistemdeki %10 seçim barajından, seçim sürecinde YSK’nın vermiş olduğu kararlarına, gazetecilere verilen hapis kararlarından AKP’nin medya üzerindeki etkisine kadar pek çok açıdan değerlendirilmiştir. 

Türkiye 2020 yılında gerçekleşen gelişmelere bakarsak; 

  • COVID-19 krizi ekonomiyi ve hükümetin yıl boyunca siyasi duruşunu tehdit ettiğinden dolayı yetkililer resmi sağlık istatistiklerini manipüle etmeye çalıştılar ve aynı zamanda hükümet salgın hakkında bağımsız bilgi veren korona virüs ile ilgili sosyal medya paylaşımları nedeniyle yüzlerce vatandaş da gözaltına alındı

  • Aralık ayında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2016 yılından bu yana siyasi gerekçelerle tutuklanan Kürt odaklı Halkların Demokratik Partisi (HDP) lideri Selahattin Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu; mahkemenin kararı göz ardı edildi.

  • Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını öngören AİHM 2019 kararına rağmen, yıl sonunda Kavala uydurma suçlamalarla hala serbest bırakılmadı.

  • AKP, 2002'de iktidara geldiğinden bu yana YSK, yargı, polis ve medya üzerinde partizan kontrolünü artırarak genişletti. Parti, bu kurumsal araçları son yıllarda siyasi rakiplerini zayıflatmak veya onlara katmak için agresif bir şekilde kullandı ve muhalefetin seçmenler arasında destek oluşturma ve seçimler yoluyla güç kazanma kapasitesini ciddi şekilde sınırladı.

  • Muhalefet güçlerinin Ankara ve İstanbul da dahil olmak üzere çoğu büyük kent merkezinin kontrolünü kazandığı 2019 belediye seçimleri, AKP'nin kurumsal avantajlarına rağmen muhalefetin ilerleme kaydetmesi için hala alan olduğunu gösterdi. Ancak, hükümetin HDP'li belediye başkanını atanmış "kayyumlarla" değiştirmeye devam etmesi, muhalefet liderlerinin seçimleri kazandıktan sonra bile karşılaşabilecekleri engellerin altını çizdi. Çoğu durumda, bu yetkililer şüpheli terörizm suçlamalarıyla yargılanmak üzere görevden uzaklaştırıldı.

  • Kara para aklama, rüşvet ve devlet sözleşmelerinin tahsisinde gizli anlaşma dahil olmak üzere yolsuzluk, hükümetin en üst düzeylerinde bile büyük bir sorun olmaya devam ediyor.. Ele geçirilen varlıklardaki milyarlarca dolar, hükümet tarafından atanan kayyumlar tarafından yönetiliyor ve bu da hükümet ile dost işletmeler arasındaki yakın bağları daha da güçlendiriyor. 

  • Gazeteciler düzenli olarak tutuklanmaktadırlar. Gazeteciler 2020 yılında Türkiye’nin Libya’daki askeri ve istihbarat operasyonları ve hükümetin COVID-19’a verdiği yanıtla ilgili haber yaptıkları için tutuklandı veya yargılandı. Gazetecileri Koruma Komitesi, Aralık ayı itibarıyla ülkede 37 gazetecinin hapsedildiğini bildirdi. 

  • Temmuz 2020'de parlamento, Facebook ve Twitter gibi günde bir milyondan fazla kullanıcısı olan uluslararası içerik sağlayıcılarının Türkiye'de yerel temsilcilik açmasını ve istenirse herhangi bir içeriği 48 saat içinde kaldırmasını gerektiren yeni bir yasayı onayladı. 

  • Ocak 2020'de Boğaziçi Üniversitesi'nden 20 kişilik bir grup, Türkiye’nin Suriye’deki askeri harekatlarını kampüste protesto ettiği için 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yedi öğrenci daha para cezasına çarptırıldı.

  • Hükümet, son yıllarda LGBT + olaylarını da hedef aldı. Bir zamanlar on binlerce kişinin katıldığı İstanbul’un gurur yürüyüşü, 2019’da üst üste beşinci kez yasaklandı. Yürümeye çalışan katılımcılar, polisin toplantıyı dağıtması üzerine göz yaşartıcı gaz ve plastik mermilerle karşılaştı. Ankara ve İzmir'de de mitingler yasaklandı. 2020'de gurur etkinlikleri tamamen çevrimiçi olarak düzenlendi.

  • 2016 darbe girişimi sonrasında 4.200'den fazla hakim ve savcı görevden alındı. 2018'de yeni başkanlık sisteminin kurulması, yargı üzerindeki yürütme kontrolünü de artırdı; Yargı atamalarını ve disiplin tedbirlerini denetleyen güçlü bir organ olan Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeleri artık yargı mensupları yerine parlamento ve cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır.

  • Eylül 2020'de, iki Kürt çiftçinin, askerler onları köylerinde gözaltına aldıktan sonra askeri helikopterden atıldığı ve daha sonra birinin yaralarından öldüğü iddia edildi. Savcılar, gözaltında işkence veya taciz iddialarını tutarlı bir şekilde soruşturmuyor ve hükümet, gözaltı uygulamalarına ilişkin bir Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi raporunun yayınlanmasına direndi.

  • Hükümet, savunmasız bireyleri zorla evlendirme ve aile içi şiddetten korumaya muazzam derecede ilgisiz kalmıştır. Yasal güvencelere rağmen, aile içi şiddet oranları hala yüksek; polis genellikle ev içi anlaşmazlıklara müdahale etme konusunda isteksizdir ve barınma alanı hem son derece sınırlıdır hem de coğrafi olarak erişilemez durumdadır.

    RAPORUN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ!

Shares:

Okumaya Devam Edin