Siyasetle uzaktan ilgilenen herkes bir noktada “neoliberal” terimini duymuştur. Bu terim, dünyanın bütün sorunlarını bir tür kapitalizm yanlısı ekonomik prensiplere ve dolayısıyla klasik liberal değerlere yüklemeye girişen aleyhtarlar tarafından sıklıkla bir silah haline getirilir. 

Peki neoliberalizm gerçekte nedir, klasik liberalizm ve liberteryenizm ile nasıl bağlantılıdır?

Neoliberalizm ve liberteryenizm her insan için başka bir şey ifade etse de birçok ortak değeri paylaşırlar. Her ikisi de Aydınlanma’nın klasik liberal düşüncelerine kadar uzanan köklere sahiptir ve kapitalizme, serbest ticarete, özel mülkiyete ve sınırlı devlete büyük önem verir.

En çarpıcı farkları ise felsefelerini inşa edişleri, devlete ne kadar tahammül ettikleri ve devleti nasıl gördükleridir.

Bir terim olarak neoliberalizm, 1930’lu yıllarda devletin ölçeğinin ve kapsamının hızla genişlediği bir dönemde ortaya çıktı. Alman ordoliberal Alexander Rüstow tarafından bulunan terim, 19’uncu yüzyıl klasik liberal düşüncelerine yeni bir anlam kazandırılmasını savunmak için kullanıldı.

Neoliberalizm; kapitalizme, bireyciliğe, küreselleşmeye, yeniliğe, ekonomik özgürlüğe, küçük devlete ve özel sektörün toplumda artan rolüne vurgu yapar.

Neoliberalizm, klasik liberalizmle büyük ölçüde çelişen birtakım düşüncelerden etkilenen modern liberalizm olarak adlandırılabilecek olan düşüncelerden önemli ölçüde farklıdır. Gerçekten de modern liberalizm, ekonomik konularda daha fazla devlet müdahalesini savunan ama sosyal konularda genel olarak otorite karşıtı bir tutum sergileyen liberalizm ile sosyalizmin bir tür kaynaşması hâline geldi.

Başlangıçta ordoliberal düşünce okulunun bir ürünü olan neoliberalizm, hem modern hem de eski klasik liberal ilkelere uygun bir şey sunarak ilerlemecilerin ve sosyalistlerin aşırılıklarını dizginlemeyi amaçlıyordu.

20’nci yüzyılın ikinci yarısında neoliberalizmin unsurları biraz ilgi görmeyi başardı. Margaret Thatcher ve Ronald Reagan gibi siyasi figürler, ekonomik reformlar uygulayarak ve ticaretin önündeki engelleri azaltarak bu düşünce okulunun belirli görüşlerini benimsediler.

Yine de Thatcher ve Reagan tarafından benimsenen ve Hayek gibi figürlerden etkilenen “devleti geri getirme” neoliberalizmi, toplumsal muhafazakârlıkla kaynaşacaktı. Muhafazakârlıkla neoliberal ekonominin kaynaşması zamanla daha kolektivist, muhafazakâr popülizme dönüştü. Böylece bugün gördüğümüz kaçınılmaz bir siyasi taban kaymasına neden oldu.

Bu sırada, 20’nci yüzyılın ikinci yarısında bir diğer düşünce okulu ortaya çıktı: modern liberteryen hareket. 

Hem neoliberalizm hem de liberteryenizm, herkesin sivil özgürlüklerden ve ekonomik özgürlükten yararlanabileceği daha özgür bir toplum yaratmayı amaçlar. Bununla birlikte, liberteryenizmle nihai hedef daha radikal olma eğilimindeyken neoliberalizm, var olan çerçeve içinde etkin olarak buradan kurmaya isteklidir.

Neoliberalizm, liberteryen değildir çünkü olaylara farklı açılardan yaklaşır. Liberteryen bakış açısı, tüm vergilendirmelerin hırsızlık olduğu düşüncesi gibi bireyle devleti karşı karşıya getiren ilkelere dayanan lineer bir dünya görüşüdür ve geniş anlamda olaylara çok daha siyah ve beyaz olarak bakar.

Öte yandan neoliberalizm, son derece pragmatiktir ve bütünüyle modern demokratik devlet içinde olmak üzere belirli toplumsal amaçlara ulaşmak için piyasaların bir tür teknokratik olarak kullanılmasını savunur.

Bununla birlikte, neoliberalizm ve liberteryenizm oldukça önemli bir nokta olan serbest piyasanın refahı en üst düzeye çıkardığı görüşünde örtüşüyor.

Şu anda, özgürlük hareketi hem sağdan hem de soldan gelen çok yönde itirazlarla karşı karşıyadır. Mevcut siyasi iklim göz önüne alındığında türlü çizgilerden neoliberaller ve liberteryenler ortak çıkarlarını savunmak için daha kapsamlı bir biçimde iş birliği yaparsa, özgürlük mücadelesi daha etkili bir biçimde yürütülebilir mi?

Neoliberaller, özgürlük hareketinin popülizm ve kolektivizm tehditlerine karşı mücadelesine yardım etmede önemli bir rol oynayabilir mi?  Neoliberalizm ve liberteryenizm ilerleyen zamanda ne ölçüde önemli müttefikler durumuna gelirler?

Daha fazla bilgi edinmek için Sipke Cohen ve Warren Rhea (Bastiat) ile liberteryenizm ve neoliberalizm üzerine bir tartışma içeren aşağıdaki videoyu mutlaka izleyin.


Çeviri: Salih Ayhan

VİDEO LİNKİ:

Önceki İçerikEkoloji ve Mülkiyet: Giriş
Sonraki İçerikÖzgürlük Gündemi Sayı 30