Serbest piyasa çevreciliği düşünüldüğünün aksine yalnızca piyasa mekanizmalarına değil, aynı zamanda kurumsal düzenlemelere bağlı olarak da işleyişini sürdürmektedir. Bu düzenlemeler; mülkiyet hakları, sözleşmelerin korunması, hukuki ve çevresel düzenlemeler gibi unsurları içerir. Böylece, piyasaların işleyişi ve verimliliği yalnızca arz ve talep sistemi tarafından şekillenmemekte; yasal, düzenleyici ve kurumsal çerçeveler tarafından da etkilenmektedir. Bu bağlamda, iyi tanımlanmış ve korunan mülkiyet hakları, doğal kaynakların sürdürülebilir ve verimli bir şekilde kullanılmasını teşvik eder.

Mülkiyet hakkı, bireylerin kendi emekleri ile elde ettikleri mallar üzerindeki haklar bütünü olup; bu hakların elde edilmesi veya mülkiyetin el değiştirmesi sebebiyle ortaya çıkan maliyetler ise işlem maliyetleridir (North, 2002, s.47). Mülkiyet haklarının kurumlar aracılığıyla iyi bir şekilde tanımlanması ve korunması gerekmektedir çünkü mülkiyet hakkı ve işlem maliyetleri, piyasanın tasarruf ve yatırım kararlarını etkileyerek ekonomik büyüme üzerinde etkili olmaktadır. Ayrıca, mülkiyet hakkının korunması ve düşük işlem maliyetleri sayesinde ise ekonomik performans artırılabilecektir (North, 2002, s. 90-94).

Çoğu zaman özel mülkiyetin ve piyasa mekanizmasının doğası gereği çevreciliğin tam karşısında olduğu düşünülse de, aksine iyi tanımlanmış mülkiyet hakları ve kurumsal düzenlemeler doğrultusunda sürdürülebilirliği ve çevreyi korumak mümkün olabilecektir. Bu yüzden sorun serbest piyasanın doğasında değil, aksine yasal ve kurumsal çerçevelerin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Serbest piyasa çevreciliği, bu tür kurumsal yapıların etkin ve adil bir şekilde işlemesi durumunda başarılı olabilecektir.

Örneğin, 2017 verilerine göre Vermont’ta yaklaşık 87.000 özel orman arazisi sahibi bulunmaktadır ve verilen grafikler doğrultusunda orman arazisi sahibi olmalarının nedenleri arasında; doğal yaşamı, doğayı ve su kaynaklarını korumak yer almaktadır (Vermont, 2017, s. 68-69). Bu durum, Aldo Leopold tarafından geliştirilen toprak etiği (land ethic) kavramı çerçevesinde, ekolojik vicdanın varlığını gösterir nitelikte olmasının yanında orman sahiplerinin çevreyi koruma odaklı davranmalarında arazilerinin sağlığını ve verimliliğini koruma konusunda doğrudan mali çıkarları vardır. Özel orman arazisi sahipliği örneği doğrultusunda, ormanların korunması ve sürdürülebilir yönetimi konusunda mülkiyet haklarının önemli bir rolü olduğu söylenebilir. Eğer bir orman özel mülkiyete sahipse, orman sahibinin uzun vadeli çıkarları doğrultusunda ormanı koruma ve sürdürülebilir şekilde yönetme ihtimali de artacaktır. Bu, doğal kaynakların korunmasını ve verimli kullanılmasını teşvik eder. Vermont’ta sağlıklı arazi ve ormanların yönetimi, kurumlar aracılığıyla görevli uzmanlar ve arazi sahipleri arasındaki işbirliğine dayanmaktadır. Bu sebepten, hızla değişen orman koşullarına çözüm olarak en güncel bilgilendirmeleri arazi sahiplerine aktarmak önemlidir (Vermont, 2017, s. 76). Bu noktada, bu arazilerle ilgilenen kurumların arazi sahiplerini iyi bir şekilde bilgilendirmesi ve iş birliğine açık olmaları, özel arazi sahiplerini kaynakların korunmasına teşvik ederek özel mülkiyetin işleyebilirliğini artırır ve serbest piyasa çevreciliğine olanak tanır.

Serbest piyasa ve çevre meselesinde akla gelebilecek diğer bir problem ortak malların trajedisi (tragedy of common) sorunudur. Özel mülkiyetin kurumsal düzenlemeler aracılığıyla korunması ortak malların trajedisi sorununu engelleyebilecek en etkili yollardan biridir. İyi tanımlanmış mülkiyet hakkı, bireylere veya gruplara belirli bir kaynak üzerinde tam yetki vererek, kaynakların sürdürülebilir bir biçimde yönetilmesini teşvik edebilir. Böylece mülkiyet hakları, kaynakların aşırı kullanımını ve tükenmesini engelleyebilir çünkü kaynak sahibi, doğal kaynağın uzun vadeli değeri ve sürdürülebilirliği doğrultusunda hareket edecektir. Aksine mülkiyet haklarının belirsiz olduğu veya korunmadığı bir ortamda, bireyler ve firmalar kısa vadeli kazançlar için kaynakları, olması gerekenden daha fazla tüketme eğiliminde olabilirler. Örneğin, bir orman sahibinin, ormanın gelecekteki değeri ve sürdürülebilirliği konusunda endişeleri olduğunda, ormanında korumaya yönelik ve sürdürülebilir ormancılık uygulamaları kullanma olasılığı artar. Bu, orman kaynaklarının korunmasını ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesini sağlar.

Ortak malların trajedisi ve kaynakların sürdürülebilirliğini serbest piyasa ekonomisi üzerinden ele alan Ostrom, kaynakların özelleştirilmesi ve kolektif eylemle iyi tanımlanmış mülkiyet haklarının, bireylerin rasyonel davrandığı varsayımı ile ortak malların sürdürülebilirliğinde etkili olabileceğini göstermektedir (Oluklulu, 2022). Ek olarak, etkili yasal ve düzenleyici uygulamalar, mülkiyet haklarının tanımlanması ve uygulanması için gereklidir. Bu uygulamalar, mülkiyet haklarının saygı görmesini ve anlaşmazlıkların adil ve verimli bir şekilde çözülmesini sağlar. Sonuç olarak serbest piyasa çevreciliği, sadece piyasa mekanizmalarına dayalı bir sistem değildir; aksine, etkin ve adil kurumsal düzenlemelerin varlığına da bağlıdır. Etkin sürdürülebilirlik ve çevrecilik, iyi tanımlanmış mülkiyet haklarına dayanmaktadır. Bu haklar, kaynak koruyuculuğunu teşvik eder, ortak malların trajedisini çözer ve piyasa verimliliğini artırır. İyi tanımlanmış ve korunmuş mülkiyet hakları, sağlam bir hukuki çerçeve, rekabetin korunması ve çevresel düzenlemeler, serbest piyasa çevreciliğinin başarılı bir şekilde işlemesini sağlar. Bu kurumsal düzenlemeler, piyasa katılımcıları arasında güveni teşvik eder, sürdürülebilirliği sağlar ve piyasanın adil ve verimli bir şekilde işlemesine yardımcı olur. Bu nedenle, serbest piyasa çevreciliği, kurumsal düzenlemelerle birlikte düşünülmeli ve değerlendirilmelidir.

* Bengisu Kemerkaya

KAYNAKÇA

North, D. C. (2002). Kurumlar, kurumsal değişim ve ekonomik performans (G. Çağalı Güven, Çev.). İstanbul: Sabancı Üniversitesi Yayınları.

Oluklulu, S. (2022). Nobel İktisat Ödülünü alan ilk kadın bilim insanı: Prof. Dr. Elinor Ostrom. Vergi Dünyası, 41(487), Mart. Anadolu Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü. https://orcid.org/0000-0002-1335-7880

Vermont Department of Forests, Parks, and Recreation. (2017). Desired future condition: Land ethic. 2017 Vermont Forest Action Plan. https://fpr.vermont.gov/forests adresinden erişildi.

Önceki İçerikSerbest Piyasa Çevreciliğinde Özel Mülkiyet
Sonraki İçerikAKP’NİN YOZLAŞMASININ ARKA PLANI