Türkiye’de hukukun üstünlüğünün yıllara göre seyrini yakından izleyen Özgürlük Araştırmaları Derneği (ÖAD), World Justice Project (WJP)’in Türkiye partneri olarak, her yıl yayımlanan Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nin bulgularını kamuoyuyla paylaşmayı sürdürüyor.
WJP’nin 2025 raporu, hem küresel ölçekte hem de Türkiye özelinde hukukun üstünlüğü alanında süregelen gerilemeyi çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.
2009 yılından bu yana düzenli olarak hazırlanan endeks, devletlerin hukukun üstünlüğünü ne ölçüde uyguladığını ölçmek için hem uzman görüşlerini hem de halkın deneyimlerini bir araya getirir.
Endeksin temel amacı, hukukun üstünlüğünün yalnızca yazılı metinlerde değil, vatandaşların günlük yaşamında ne kadar hissedildiğini ortaya koymaktır. Bu nedenle, hem 215.000’den fazla hane halkı anketi hem de 4.000’in üzerinde hukukçu ve uzmanla yapılan değerlendirmelere dayanır.
WJP, hukukun üstünlüğünü sekiz ana faktör üzerinden ölçer:
- Hükümetin Yetkilerinin Sınırlandırılması
- Yolsuzluğun Yokluğu
- Açık Devlet (Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik)
- Temel Haklar
- Düzen ve Güvenlik
- Düzenleyici Uygulama
- Sivil Adalet
- Ceza Adaleti
Bu faktörlerin her biri, toplamda 44 alt göstergeyle ölçülür. Böylece, hukukun üstünlüğü sadece anayasal düzlemde değil, vatandaşların yargıya erişimi, ifade özgürlüğü, devletin hesap verebilirliği ve yolsuzlukla mücadele gibi somut alanlarda da değerlendirilir.
Bu yıl yayınlanan rapor, küresel düzeyde hukukun üstünlüğünün bir kez daha gerilediğini ortaya koyuyor. Ülkelerin %68’i, geçen yıla kıyasla puan kaybı yaşadı. Bu oran 2024’te %57 idi.
WJP, bu eğilimi “hukukun üstünlüğü resesyonu” olarak tanımlıyor. Özellikle otoriter yönetimlerin güçlenmesi, yürütmenin yargı üzerindeki etkisinin artması ve sivil alanın daralması bu gerilemenin başlıca nedenleri arasında yer alıyor.
Endekste Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç ve Yeni Zelanda en yüksek puanları alarak hukukun üstünlüğü açısından dünyanın en güçlü ülkeleri olurken; Venezuela, Afganistan, Kamboçya, Haiti ve Nikaragua en alt sıralarda yer aldı.
Türkiye’nin 2025 Performansı: Süregelen Gerileme
Türkiye, 2025 endeksinde 143 ülke arasında 118. sıraya gerileyerek geçen yıla göre puanını %1,9 oranında düşürdü.
Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinde 14. sırada yer alan Türkiye, sadece Belarus ve Rusya’nın önünde bulunuyor. Üst-orta gelir grubunda ise 41 ülke arasında 37. sırada yer aldı. Bu tablo, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü açısından hem küresel hem de bölgesel düzeyde düşük performans sergilediğini bir kez daha doğruluyor.

Türkiye, hukukun üstünlüğü göstergelerinde en zayıf halkalarını hükümetin yetkilerinin sınırlandırılması, temel haklar ve sivil adalet alanlarında göstermektedir.
Faktör bazında diğer sıralamalar ise aşağıdaki tablodaki tabloda görülebilir. Bu sıralamalar, yürütmenin denetimi, yargı bağımsızlığı, temel özgürlükler ve adalete erişim gibi hukuk devletinin özünü oluşturan alanlarda sistematik bir gerileme olduğuna işaret ediyor.
| Faktör | Küresel Sıra (143 ülke) | Bölgesel Sıra (15 ülke) | Gelir Grubu Sırası (41 ülke) | 
| Hükümet Yetkilerinin Sınırlandırılması | 136 | 14 | 39 | 
| Yolsuzluğun Yokluğu | 79 | 8 | 22 | 
| Açık Devlet | 110 | 13 | 35 | 
| Temel Haklar | 134 | 15 | 38 | 
| Düzen ve Güvenlik | 79 | 13 | 24 | 
| Düzenleyici Uygulama | 118 | 14 | 39 | 
| Sivil Adalet | 127 | 15 | 38 | 
| Ceza Adaleti | 106 | 13 | 30 | 
(1 en iyi sıralamadır.)
Yargı Bağımsızlığı ve Yürütme Etkisi
Rapora göre, dünya genelinde yargı sistemleri yürütmenin etkisine giderek daha açık hale geliyor. Türkiye de bu eğilimin bir parçası: yargının yürütme üzerindeki denetim gücü zayıflamış, yargı kararlarında siyasi müdahale olasılığı artmıştır.
Bu tablo, son yıllarda Anayasa Mahkemesi kararlarının alt mahkemeler tarafından uygulanmaması, yüksek yargı mensuplarının yürütme yanlısı açıklamaları ve yargının bağımsız karar alamadığı yönündeki gözlemlerle örtüşmektedir.
Temel Haklar ve Sivil Alanın Daralması
Türkiye, “toplanma ve dernek kurma özgürlüğü” ile “sivil katılım” göstergelerinde düşüş yaşayan ülkeler arasında yer aldı. Buna karşılık, “ifade özgürlüğü” göstergesinde düşüş yaşamadı; bu durum, 2024’e kıyasla kısmi bir istikrar olarak yorumlanabilir.
Ancak genel tablo, sivil toplumun hareket alanının daraldığını, kamu otoritelerinin eleştiriye karşı daha toleranssız hale geldiğini ve vatandaşların karar süreçlerine katılımının azaldığını ortaya koyuyor.
Sivil Adaletin Gerilemesi
Türkiye, sivil adalet kategorisinde 127. sırada. Bu alan, mahkeme süreçlerinin uzunluğu, arabuluculuk gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının etkisizliği ve devlet müdahalesinin yoğunluğu nedeniyle zayıf performans gösteriyor. Bu durum, bireylerin hak arama yollarının daraldığını ve adalet sistemine olan güvenin azaldığını gösteriyor.
Özetlemek gerekirse; 2025 yılı Hukukun Üstünlüğü Endeksi, Türkiye’de hukukun üstünlüğünün sadece zayıflamadığını, sistematik biçimde erozyona uğradığını gösteriyor.
Hükümetin yetkilerini sınırlayan kurumların (yargı, parlamento, medya, sivil toplum) zayıflaması, bu gerilemenin temel nedeni olarak öne çıkıyor.
Türkiye, artık sadece bölgesel olarak değil, küresel ölçekte de hukukun üstünlüğü standartlarının en alt diliminde yer alan ülkelerden biri haline gelmiş durumda.
Bu tablo, demokratik gerilemenin hukuki boyutunun, yani kurumsal kontrol mekanizmalarının ortadan kalkmasının, özgürlüklerin kısıtlanmasının ve adalet sistemine duyulan güvenin sarsılmasının açık bir göstergesidir.
Kaynak: Bu analiz, World Justice Project (WJP) – Rule of Law Index 2025 Türkiye Basın Bülteni verilerine dayanmaktadır. Tam rapor ve ülke karşılaştırmalarına WJP’nin resmi sitesinden ulaşabilirsiniz: www.worldjusticeproject.org/rule-of-law-index/country/2025/Türkiye





