BlogYayınlar

Yapısal Reformlar Projesi’nin İki Yılı: 2023–2025 Dönemi

Türkiye’de siyasal belirsizliklerin arttığı, hukuk devletinin sınırlarının daraldığı ve özgürlük alanlarının her geçen gün kısıtlandığı bir dönemde yürüttüğümüzYapısal Reformlar Projesi’nin 2023–2025 dönemi, iki yılın sonunda yalnızca bir proje olmaktan çıktı; bir kurumsal hafıza, bir sivil kararlılık hikayesine dönüştü.

Bu proje dönemi boyunca, Türkiye’de demokrasinin ayakta kalabilmesi için hayati öneme sahip olan kurumları mercek altına aldık. Anayasa Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ve Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) gibi kurumlar üzerine hazırladığımız raporlar, yalnızca durum tespitleri değil, aynı zamanda bireyin özgürlüklerini koruyacak bir devlet yapısının nasıl mümkün olabileceğine dair liberal ilkelerden beslenen öneriler sundu.

Bu kurumları çalışmak, bugünün Türkiye’sinde rastlantısal bir tercih değildi. Son yıllarda Anayasa Mahkemesi kararlarının alt mahkemelerce tanınmadığı, RTÜK’ün ifade özgürlüğünü kısıtlayan cezaları rekor düzeyde artırdığı, HSK’nın yargı bağımsızlığını güçlendirmek yerine zayıflattığı, Ombudsman ve TİHEK gibi mekanizmaların sessizliğe gömüldüğü bir ortamda, biz meseleyi doğrudan kökünden ele almayı seçtik. Çünkü bir ülkede özgürlüklerin geleceğini belirleyen şey, yalnızca siyasal irade değil; o iradenin sınırlarını çizen kurumsal yapılardır.

Bu iki yıl, Özgürlük Araştırmaları Derneği için yalnızca raporların değil, etkili savunuculuğun da olgunlaştığı ve sahada etki yarattığı bir dönemdi. Farklı siyasi partilerden yirmiden fazla milletvekiliyle bir araya geldik, raporlarımızın bulgularını doğrudan Meclis gündemine taşıdık. Hazırladığımız soru önergeleri, hukuk reformları, medya özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı konularında parlamentoda somut tartışmalara dönüştü. Ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirdiğimiz kurum ziyaretleriyle, demokratik hesap verebilirliğin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladık. Aynı dönemde, kamuoyuna yönelik etkiyi artırmak için farklı araçlar kullandık: “10 Soru 10 Cevap” video serileri, sosyal medya kampanyaları ve kamuya açık tartışmalarla raporlarımızı yalnızca okunur değil, tartışılır hale getirdik.

Tüm bu süreç bize önemli bir şeyi gösterdi: Türkiye’de sivil toplumun en zor zamanlarında bile, kurumsal çözülmeye karşı fikirle direnmek mümkündür. Yapısal Reformlar Projesi, ÖAD’nin yalnızca eleştiren değil, çözüm öneren; yalnızca gözlemleyen değil, etki eden bir aktör olarak konumunu güçlendirdi.

Ekim 2025’te başlayan yeni dönemde ise bu hatırlatmayı sürdürüyoruz. Artık odağımız, yalnızca kurumların yapısal sorunlarında değil, doğrudan bireylerin temel haklarını ilgilendiren alanlarda. Mülkiyet hakkından seçim bütünlüğüne, basın özgürlüğünden akademik özerkliğe, inanç ve ifade özgürlüğünden gençlerin kamusal hayata katılımına kadar altı temel başlıkta derinleşiyoruz. Deprem sonrası mülkiyet hakkının korunması, seçilme hakkının yargı kararlarıyla engellenmemesi, Yüksek Seçim Kurulu’nun tarafsızlığının yeniden tesis edilmesi, Basın İlan Kurumu’nun manipülasyon aracı olmaktan çıkarılması, üniversitelerde akademik özgürlüğün savunulması ve Diyanet’in siyasal bir enstrümana dönüşmesinin önlenmesi bu yeni dönemin ana odakları arasında yer alıyor.

Bu süreklilik, ÖAD’nin temel vizyonunun da ifadesi: devletin sınırlarını bireyin lehine yeniden tanımlamak. Biz, reformu bir idari teknik değil, özgürlükleri koruma mücadelesi olarak görüyoruz. Yapısal Reformlar Projesi, bu anlayışın somutlaştığı en güçlü örneklerden biri oldu. Her rapor, her toplantı, her öneri, bu ülkede demokrasiyi yeniden mümkün kılacak taşlardan birini yerine koydu.

Bugün, projenin yedinci yılına adım atarken biliyoruz ki yapısal reform, yalnızca kurumları değiştirmek değil; aynı zamanda toplumun özgürlük bilincini diri tutmak demek. Türkiye’de kurumların yeniden özgürlük ekseninde inşa edilmesi ise uzun soluklu bir mücadele. Biz de bu sürecin yalnızca tanığı değil, aktif bir parçası olmaya devam edeceğiz.

Shares:

Okumaya Devam Edin