Ekrem İmamoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne karşı yürütülmekte olan soruşturmalar zincirinde ifadesini bulan, mevcut Reisçi rejimin Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik olarak 19 Mart’ta başlattığı siyasî saldırı ve sözde yargısal operasyon
Yayınlar
2024 Medya Özgürlüğü İzleme Raporu, Türkiye'deki basın özgürlüğünün sistematik olarak kısıtlandığını ve gazetecilerin ciddi tehditlerle karşı karşıya kaldığını gözler önüne seriyor. Raporda, AB üye ülkelerine kıyasla aday ülkelerde gazetecilere yönelik
Dünyada Özgürlük 2025 Raporu, 195 ülke ve 13 bölge üzerinden 2024 yılındaki özgürlük durumunu değerlendiriyor. Rapor, seçim süreci, siyasi çoğulculuk ve katılım, hükümetin işleyişi, ifade ve inanç özgürlüğü, örgütlenme ve
Türkiye siyaseti neredeyse bir aydır iktidar bloğunun belirlediği tuhaf bir ikili gündeme hapsolmuş durumda. Gündemin bir yanında Devlet Bahçeli’nin tetiklediği Kürt sorununda yeni bir ‘’çözüm süreci’’ gibi görünen Devlet girişimi
Sosyal ve siyasal teoriye az çok aşinalığı olan herkes liberalizmin bireyci bir siyasî doktrin olduğunu bilir. Şu var ki, tutumları ister kolektivist zihniyetten isterse ideolojik husumetten kaynaklansın, liberalizme şüpheyle bakanlar
‘’Demokrasiler nasıl ölür?’’ denilince, tabiatıyla biz Türklerin aklına hemen askerî darbeler geliyor. Çünkü, yaşadığımız tecrübeler bize demokrasinin ancak sürecin dışından gelen şiddete dayalı müdahalelerle yıkılacağını öğretmiştir. Oysa, demokratik rejimlerin idam
Liberal siyasî öğretinin 19. yüzyıl Fransa’sındaki parlak yıldızı İsviçre doğumlu Benjamin Constant (1767-1830) en fazla antik çağın ‘’özgürlük’’ anlayışıyla modern özgürlüğü karşılaştırdığı ve ikincisinden yana tavır aldığı 1819 tarihli ünlü
Geçen 9 Mart günü Adam Smith’in ünlü ‘’Ulusların Zenginliği’’ (1776) adlı eserinin yayımının 244. yıldönümü idi. Adam Smith (1723-1790) modern iktisat biliminin kurucusu sayılan bir ‘’İskoç Aydınlanması’’ düşünürüdür. Ancak Smith
Malum olduğu üzere, politikalarını eleştirenlere hakaretamiz sözlerle karşılık vermek ve muhaliflerine ‘’haddini bildirmek’’ AKP tarzı siyasetin ayırt edici özellikleri arasında yer almaktadır. Hatırlanacağı gibi, hükümetin baskıcı politikalarını haklı olarak eleştiren
Abdullah Öcalan kendisinden beklenen çağrıyı nihayet 27 Şubat günü kamuoyu önünde yaptı: ‘’PKK silah bıraksın ve kendisini feshetsin. Çağrı metninde bazı isabetli tespitler yer alıyor. Bunların başında PKK’yı ortaya çıkaran