Sussex Üniversitesi Araştırma Görevlisi ve iklim politikaları / iletişimi uzmanı Christopher Shaw, 2024’te basılı olarak yayınlanması beklenen “Liberalizm ve İklim Değişikliği Sorunu” isimli bir kitabın içeriğini barındıran bir özet yayınlamıştır.
Yayınlar
Hatırlanacağı gibi "Yeni Türkiye" Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara geldikten bir süre sonra benimsediği gözde sloganlardan biriydi. AKP’nin fırsatçılık veya kurnazlığının bir eseri olarak, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılına denk getirilen
Dünya, karbonsuzlaşma planlarını aksatmamak için büyük bir telaşın içinde. Tüketicilerin ve üreticilerin bilinçlendirilmesinden tutun, çevre korumaya dayalı karbon fiyatlandırmalarına kadar birçok alanda devletler, şirketler ve sivil toplum kuruluşları faaliyet göstermektedir.
Yeşil ekonomi, çevresel riskleri ve ekolojik kıtlıkları azaltmayı hedefleyen ve çevreye zarar vermeden sürdürülebilir kalkınmayı amaçlayan bir ekonomi modelidir. Yeşil ekonomi teriminin adını ilk kez duyurduğu 2011 UNEP Yeşil Ekonomi
Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu Aralık 2022'de AB Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması (CBAM) üzerinde geçici bir anlaşmaya vardı. AB CBAM, AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında yerli malların tabi olduğu
“İklim Anayasacılığı” Kavramı ve Çevresel Anayasacılık Dünya üzerinde özellikle son zamanlarda etkisini daha fazla hissettiğimiz iklim değişikliği birçok olumsuz yaşam koşullarını ve sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Yüksek sıcaklık artışları,
‘’Çoğulcu demokrasi’’ kavramındaki ‘’çoğulcu’’ kelimesinin biri tasvirî-analitik, diğeri normatif olmak üzere iki farklı anlamı vardır. Tasvirî-analitik bir kavram olarak çoğulculukla, birbiriyle yarış içindeki grup ve toplulukların varlığının bütün modern karmaşık
Yüzyıllar boyunca gelişen ve dönüşen tarihsel bir yapıya sahip olan vergilendirme, karmaşık ve çok yönlüdür. İlk uygulamalarına antik Yunan, Roma, Hindistan, Çin ve Mısır’da karşılaştığımız vergilendirme, genellikle tarım ürünleri veya
Editör’den, Özgürlük Gündemi’nin geçen sayısının yayımlanmasından sonra siyasî gündemi işgal eden önemli gelişmeler oldu. Bunların başında, Gezi Olayları davasında mahkûm edilen Şerafettin Can Atalay’ın Mayıs 2023 genel seçimlerinde milletvekili seçilmesine
Son günlerde yaşadığımız iki olayın Türkiye’deki rejimin mahiyeti bakımından bazı sembolik anlamlar taşıdığını düşünüyorum. Bunlardan biri adlî yargının Anayasa Mahkemesi’nin milletvekili Can Atalay hakkındaki bağlayıcı kararına uymamakta direnmesi, diğeri ise