COVID-19 öncesinde ABD ve Çin, ABD ve AB ve diğer ülkeler arasında ortaya çıkan ticaret savaşları, ülke ekonomilerinin hem kaynak ve altyapı hem de teknolojik olarak kırk yıllık küreselleşme sürecinin sonunda birbirlerine teorik öngörünün aksine yakınsamadığını ortaya koydu. Ticaret savaşlarının aslında savaşın tüm taraflarında ekonomik refah kaybına yol açacağının yeniden keşfedilmeye başlaması ile yumuşamaya başladığı bir dönemde COVID-19 salgını ortaya çıktı. COVID-19 pandemisi karşısında küreselleşme ile ilgili ilk argümanlar, küreselleşmenin ortadan kalkacağı, yalnızca ülkeler arasında değil aynı ülkede eyaletler ve bölgeler arasındaki ekonomik ilişkilerin bile zayıflayacağı biçimde oldu. Bunun bir sebebi, yapılan ampirik çalışmaların bulgularının ülkeler ve bölgeler arasındaki ekonomik ve sosyal küçük farklılıkların dahi pandemiye karşı büyük zayıflıklara neden olduğunu ortaya koymasıydı.
Bu geri plan çerçevesinde bu çalışmanın amacı, ekonomilerin son kırk yılda eriştikleri uluslararası ekonomi ile bütünleşme süreçlerinin kısa dönemde tersine dönemeyeceği ön savından yola çıkarak, ülkeler arasındaki ticaretin deseni ve temel mal hizmet ürünlerinin uluslararası piyasa özelliklerini tartışmak ve küreselleşme sürecinin kriz sonrasında her ülkenin kendisi için ekonomik ilişki bölgesi ve etki alanı yaratmak çabası anlamında kısalacağını ortaya koymaktır. Bunun yanında çalışma, yeni kısa küreselleşmenin uluslararası mal ve hizmetler piyasalarındaki rekabet üzerindeki olumsuz etkilerinin teknolojik gelişme ve ekonomik refah sonuçlarını da değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Son olarak, çalışma kısa küreselleşme sonucunda Türkiye’nin küresel ekonomi politik kurgusundaki olası yerini ve bunun ekonomik gelişme süreci için sonuçlarını kısaca tartışacaktır