Son haftalarda 14 Mayıs seçimlerinden ‘’Altılı Masa’’nın galip çıkacağına özellikle bu ittifakın sempatizanları kesin gözüyle bakıyor. Ayrıca, bu cenahta seçim sonucundan emin olma haline, muhtemel bir ‘’Millet İttifakı’’ iktidarında her
Mustafa Erdoğan
Mustafa Erdoğan lisans ve lisansüstü eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’nde tamamladı; 1991’de Doçent, 1997’de Profesör oldu. İdarî yargıda
(1983-85), Ankara Üniversitesi (1985-1990), Hacettepe Üniversitesi (1991-2010) ve
İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde (2010-2016) öğretim üyesi olarak çalıştı. Çeşitli
tarihlerde Prof. Erdoğan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki muhtelif üniversiteler ve
düşünce kuruluşlarında misafir araştırmacı olarak bulundu.
Türkiye Bilimler Akademisi’nin aslî üyesi olan Prof. Erdoğan’ın başlıca eserleri
şunlardır:
Hukuk ve Adalet (2. b., 2022); Liberal Perspektif (2021), Türk Anayasa Hukuku (2. b.,
2019), Anayasa Hukukuna Giriş (2. b., 2019), Özgürlük, Hukuk ve Demokrasi (2018),
İnsan Hakları: Teorisi ve Hukuku (5. b., 2018), Türkiye’de Anayasalar ve Siyaset (9.
b., 2016), Anayasal Demokrasi (12. b., 2015); Aydınlanma, Modernlik ve
Liberalizm (2006); Anayasa ve Özgürlük (2002); Demokrasi, Laiklik, Resmî
İdeoloji. (2 b., 2000)
‘’Sokaktaki insan’’ bilim, felsefe ve ideoloji gibi bilgi türleri arasında titiz ayrımlar yapacak entelektüel donanımdan yoksundur ama bu yadırganacak bir durum değildir. Yadırganması gereken, tahsil görmüş, eli kalem tutan ‘’aydınlar’’ın
Türkiye toplumunun bugün en çok ihtiyaç duyduğu şey geleceğe umutla ve güvenle bakabilmektir, oysa ülkemizin son on yıldır içinde bulunduğu şartlar umuttan çok umutsuzluk üretiyor. O kadar ki, normal olarak
Ülkemizin yakın gelecekteki kaderini belirleyecek olan çifte seçime bir aydan az kaldı. Seçim kampanyasının ateşi henüz alışıldık ölçüde yükselmediyse de, dengeler seçim sonuçları hakkında öngörülerde bulunmak için yeterince oturmuş gibi.
Malum, toplumsal ve siyasal teorinin olduğu kadar kamu politikaları gündeminin de son on yıllardaki gözde konularından biri kültürel çeşitlilik ve farklılık olmuştur. ‘’Kimlik politikaları’’ da esas olarak bu baskın ilginin
Özgürlükle ahlâk arasında zorunlu bir ilişki vardır. Bu bir karşılıklılık ilişkisi, yani hem özgürlükten ahlâka, hem de ahlâktan özgürlüğe giden bir ilişki olmakla beraber, bu ilişkide asıl belirleyici ve zorunlu
‘’Gelişmiş’’ bir ülke olmak iktisadî kalkınmayla ilgili olmakla beraber, genellikle sanıldığının aksine, ondan ibaret değildir. Öyle olmadığı, ülkelerin gelişmişlik karşılaştırılmasında sadece ekonomik kalkınma düzeyine bakmakla yetinilmeyip ‘’insanî gelişme’’, ‘’özgürlük ve
Daha önce sanırım iki veya üç kere ‘’Türkiye Özgürleşebilir Mi?’’ başlıklı yazılar yazmıştım. Yeni seçimlerin eşiğinde olduğumuz bugünlerde aynı meseleye tekrar bir göz atmak için gayet uygun bir zamandayız. Bunun
Cumhurbaşkanının 10 Mart’ta aldığı ‘’seçimlerin yenilenmesi’’ kararıyla, milletvekili genel seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçiminin 14 Mayıs’ta yapılması kesinleşmiş oldu. Ancak, bu şekilde seçim takvimi resmen başlamış olsa da, seçimlerle ilgili bazıbelirsizlikler
Siyasette ahlâka yer olmadığı her ne kadar insanlar arasında genel kabul gören bir görüş olsa da, siyasetin ahlâkla ilgisi olmayan bir insanî etkinlik alanı olduğu doğru değildir. Başkalarının hayatını etkileyen