Dadı Devlet Endeksi 2023 Bize Ne Söylüyor?
Dadı Devlet Endeksi (DDE), 2016’dan beri her yıl European Policy Information Center (EPICENTER) tarafından, Avrupa devletlerinin “yaşam tarzı düzenlemelerine” ilişkin tespitlerde bulunan bir endekstir. 30 ülkeden oluşan endeks, ülkeleri alkol, tütün, e-sigara ve fast-food/meşrubat alanlarında sırasıyla 33.3, 33.3, 16.7 ve 16.7 üzerinden puanlamaktadır. Puanlamalar, ülkelerin tüm bu alanlarda uyguladıkları yasaklara, düzenlemelere ve vergi oranlarına ilişkindir. Neticede ortaya çıkan tabloda 100 üzerinden en yüksek puanı alan ülke tüketim için en az özgür, en düşük puanı alan ülke ise tüketim için en özgür ülke olmaktadır. Endeksin ilk 10 ülkesi özgür olmayan, ikinci 10 ülkesi daha az özgür, son 10 ülkesi ise özgür ülkeler olarak tanımlanmaktadır.
Özgürlük Araştırmaları Derneği’nin katkısıyla, endekse bu sene yeni bir ülke eklendi, ve tabiri caizse endeksi baştan aşağı sarstı: Türkiye. 2021 endeksinden bu yana tablodaki en büyük değişim olan Türkiye, endekse geldiği gibi birinciliğe yükseldi. Yani Türkiye, endekste, Avrupa’da tüketim için en az özgür ülke olarak tespit edildi.
Türkiye, yalnızca endeksin genel toplamında değil, ayrıca dört temel kalemin üçünce birinciliğini korudu. 100 üzerinden genel skoru 54.2 olan Türkiye’yi takip eden en yakın rakibi, geçen seneki endeksin birincisi, 43.3’lük skorla Norveç oldu. Alkol, e-sigara ve fast-food/meşrubat münferit oranları bakımından yine birinci olan Türkiye, tütün politikaları bakımından üçüncü olarak zirvedeki yerini korudu.
Endekste Türkiye’nin yüzde olarak en fazla puan aldığı, yani hem ülkeler bakımından objektif olarak hem de Türkiye bakımından sübjektif olarak en az özgür olduğu kalem e-sigaralar. 16.7 üzerinden 14 puan aldığı bu kalemde, Türkiye’de e sigaraların %83 oranında yasak/regüle olduğu anlamına geliyor.
E-sigara kalemi hesaplanırken, DDE’de diğer tüm ülkeler için vergi oranları üzerinden bir hesap yapılıyor. Gelgelelim Türkiye’de e-sigaralar herhangi bir verginin kaleme değil, çünkü yasaklar. Bu nedenle, Türkiye’yi listenin başına taşıyan en önemli kalemlerden bir tanesidirler.
Türkiye’yi zirveye taşıyan bir diğer kalem ise, hiç şüphesiz alkollü içkiler. Özellikle %300’e varan vergi yükü ve ölçüsüz kısıtlamalar Türkiye’yi tüketim bakımından en az özgür ülkelerden biri hâline getiriyor. Alkollü içkiler için 33.3 üzerinden 22.7 puan alan Türkiye’yi takip eden en yakın rakibi 18.1 puanla Norveç. Norveç, Avrupa’da en yüksek yıllık kişi başı saf alkol tüketim ortalamasına sahip olan ülke. Bu nedenle, yıllardır alkolizmle amansız bir savaş vermektedir. Bu savaşın Norveç için en büyük yansıması ise, alkollü içkilerden tahsil edilen yüksek vergi oranlarıdır. Buna karşın Türkiye, Avrupa’da en düşük ortalama alkol tüketimine sahip ülkedir. Buna rağmen Türkiye’nin en az Norveç kadar fahiş vergiler iktisap ettiğini söylememiz mümkün. Aradaki bu ölçüsüzlük, Türkiye’yi zirveye taşımaya katkı sağlamaktadır.
Bir diğer kalem olan tütünlerde de Türkiye’nin karnesi çok farklı değildir. 16.7 üzerinden 11 puan alan Türkiye’nin bu skorunun en önemli müsebbibi hiç şüphesiz sigaradan tahsil edilen fahiş vergi oranlarıdır. Tütünün Avrupa’nın birçok ülkesinde Türkiye’de olduğu gibi regüle edildiğini kabul etmemiz gerekir – kapalı alan yasakları, düz paket uygulaması vs… Zaten bu nedenle endekste, yalnızca tütün alanında Türkiye’nin önüne geçmeyi başaran iki ülke vardır: Macaristan ve Birleşik Krallık. Avrupa’daki birçok ülkenin e-sigara tüketimini rahatlatabilmek adına sigara regülasyonlarına eğildiğini kabul ettiğimizde, bu denklemde Türkiye’nin pozisyonu son derece ironiktir. Zira tütün alanında en çok puan alan ikinci ülke olan Birleşik Krallık’ın tütün politikaları bakımından bu kadar katı olmasının tek sebebi, ülkenin sağlık ve tüketim politikaları bakımından radikal biçimde e-sigara savunucusu olmasıdır. Öyle ki Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS), dünyada e-sigara tüketiminin geleneksel sigaraya gören %95 daha az zararlı olduğunu kabul edip vatandaşlarına teşvik eden ilk devlet kurumudur. Buna karşın Türkiye’de e-sigaranın yasak olmasına rağmen sigaranın bu denli vergi yüküyle dolu ve regüle olmasının makul biçimde anlaşılır bir tarafı bulunmamaktadır.
Endeksin son kalemi olan fast-food/meşrubat alanında ise Türkiye, düşük oranına rağmen yine birinciliğini korumaktadır. 33.3 üzerinden 5.7 puan alan Türkiye’yi takip eden en yakın rakipleri 4.3 ile İrlanda ve Polonya’dır. Türkiye’nin düşük oranına rağmen birinciliğini korumasının sebebi, bu kalemin dahlindeki gazlı içecek ve enerji içeceklerinin Özel Tüketim Vergisi kalemi olmasıdır.
Dadı Devlet Olmak İşe Yarıyor Mu?
Dadı devlet politikaları hakkında konuşurken şu soruları sormamız gerektiği kanaatindeyim: Ne pahasına? Alkolü regüle etmek, ama ne pahasına? E-sigarayı yasaklamak, ama ne pahasına? Tüketim politikalarının ve yaşam tarzı ekonomisinin en önemli özelliği hiç şüphesiz tüketim özgürlüğü ile sosyal fayda arasında bir denge kurmaktır. Özellikle sosyal fayda adı altında, bilhassa günah vergileriyle bu dengenin bozulması, başta o ülkenin vatandaşına, dar gelirliye ve genel olarak ülke ekonomisine geri dönüşsüz bir zarar vermektedir.
Servet değil harcama üzerinden alınan, dolaylı “günah vergilerinin” dar gelirlinin belini büktüğü, tüketim yasaklarınınsa zorunlu olarak karborsayı doğurduğu bir sır değildir. Daha önemlisi, regülasyon ve yasak oranları üzerinden hesaplanan Dadı Devlet Skoru ile ortalama yaşam skoru arasında hiçbir ilişki görülmemiştir (Şekil-1). Buradan çıkarmamız gereken sonuç şudur: Dadı devlet politikaları, ülkenin daha sağlıklı bir popülasyona sahip olması amacına hizmet etmemektedir. Bu durumda, birçok tüketim politikasının meşruiyetini oluşturan “halk sağlığı” argümanı, büyük oranda boşa çıkmaktadır.
Ancak şu bir gerçektir ki, ortalama yaşam süresi Dadı Devlet Skoru ile korele olmasa da, ortalam gelir yani refah ile son derece koreledir. Aşağıda, ortalama yaşam süresinin medyan gelir ile birlikte nasıl doğru orantılı arttığı görülmektedir. Buradan çıkartılması gereken sonuç şudur: Günah vergileri ve yaşam tarzı müdahaleleri ülkenin daha sağlıklı bir ülke olmasına katkı sağlamamaktadır (arada bir ilişki yoktur). Buna karşın ekonomik refah, ülkenin daha uzun ömürlü (dolayısyla sağlıklı) bir popülasyona sahip olmasına vesile olmaktadır. Bu nedenle temel hedefi daha sağlıklı bir toplum (yani halk sağlığı) olan bir ülkenin daha kısıtlayıcı değil, daha özgür bir piyasa için kolları sıvaması gerekmektedir. Aksi takdirde istenmeyen sonuçlar ve nihai hedef bakımından koca bir boş kümeden başka bir şey, elimizde kalmayacaktır.
Türkiye İçin Bazı Notlar
Elbette Dadı Devlet Endeksi’nden açık ara birincilik, Türkiye için umut verici bir gelişme değil. Kısıtlayıcı tüketim politikalarının faturası ifade ettiğimiz gibi büyük oranda dar gelirliye, geniş anlamda ise ülke ekonomisine kesilmektedir. Buna göre ifade etmemiz gerekir ki, Türkiye’nin bu tablodan çıkarması gereken çok fazla ders vardır. Özellikle yukarıdaki analiz bölümünde ifade ettiğimiz analitik gerçeklikler, günah vergileri politikasının ne kadar işe yaramaz olduğunun bir ispatıdır – yalnızca işe yaramamakla kalmamakta, ayrıca işe yarayabilecek bir amaçtan da saptırmaktadır.
Bitirirken, endeksteki Türkiye bölümünden derlediğimiz bazı noktaları ilginize sunuyoruz.
“Türkiye, endekse rekor sevieyelerde birinci sıradan giren bir devlet. Her kategoride yüksek skorlarla ve elektronik sigara ve alkolde aşırı-düzenleyicilikte yüksek skorları olan bir devlet olarak, rakiplerini en illiberal şekilde yenen bir devlet denebilir.
Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan gibi bir sağlam “Yeşilaycı”nın otokratik yönetimi altında alkol, tütün, elektronik sigara ve alkolsüz içeceklere resmen savaş ilan etti. Elektronik sigaralar ve ısıtılan tütün ürünleri direkt olarak yasaklandı, ancak, tuhaf bir şekilde çiğnemelik tütün yasadışı değil. Barlar ve restoranlar 24 saat boyunca alkol servis edebiliyor ancak servis edilen içecekler oldukça pahalı şekilde vergilendiriliyor.
Sigaralar düz sade ambalajlarda satılmak zorunda, tütün dükkanlarda sergilenemiyor ve sigara veren otomatlar tamamen yasak. İstisnasız tüm işyerlerinde, barlar ve restoranlarda sigara içmek yasak. 2019’dan beri de tüm araçlarda da sigara içmek yasak, araçta tek başına olunsa bile.
Bu vergiler, yabancı turistlere normal görünebilir ancak ortalama gelir düzeyine de bakıldığında bu vergiler oldukça ağır hatta vatandaşları cezalandırıcı kalıyor denebilir. Peşin fiyatlar üzerinden bile, Türkiyenin bira ve alkollü içecekler kategorisi üzerine uyguladığı vergiler Danimarka ve İngiltere’den bile yüksektir. 2022’nin başlarında yükselen enflasyona rağmen, alkol ve tütün ürünlerindeki Türkiye’de Özel Tüketim Vergisi bir gecede %47 arttırıldı.
Enerji içeceği satışları 18 yaş altındakilere yasak.Şekerli içeceklere vergi, litre başına 0,17 € tutarındadır ve bu tutar tatlandırılmış içecekler için de geçerlidir.” *
Yazar: Çağın T. Eroğlu
* Yağmur Karagülle
Yazının PDF haline aşağıdan ulaşabilirsiniz.
The Nanny State Index 2023 – PDF