Geçtiğimiz Cuma günü Politico gazetesi, Demokrat ve Cumhuriyetçi milletvekillerinin karbon yoğun ithal mallardan cezai vergi alınmasını öngören iki partili bir plan üzerinde çalıştıklarını bildirdi. Senatör Kevin Cramer, daha az sıkı çevre standartlarına sahip ülkelerden gelen ürünlere vergi uygulamak için bir “Önce Amerika” enerji politikası önerdi. Politico’ya göre, Senatör Lindsey Graham Senatör Cramer ile plan hakkında konuştu ve Senatör Chris Coons ile görüşmek istediler. Senatör Coons ve Temsilci Scott Peters geçen yıl Temmuz ayında “Kirletici ithalatında sınır karbon ayarlaması (BCA)” konulu bir yasa tasarısı sunmuştu.

Milletvekillerinin iklim sorunlarının üstesinden gelmek için birlikte çalıştıklarını görmek cesaret verici olsa da, yerel bir karbon fiyatı olmadan korumacı yeşil tarifeler uygulamak sorunludur. Sınıra göre ayarlanmış bir karbon vergisi, ABD’li üreticilerin yabancı üreticiler karşısındaki rekabet gücünü korumak için mantıklı bir yoldur.   

Yerel bir karbon vergisi kapsamında sınır ayarlamalarının temel amacı, yerli ve yabancı üreticiler arasındaki oyun alanını eşitlemektir. İthal mallara vergi uygulayarak ve ihraç edilen mallara indirim yaparak, sınır ayarlamaları karbon vergisinin karbon yoğun malların üretimi yerine tüketimi üzerinden alınmasını sağlayacaktır. İthalat vergileri yerli ve yabancı üreticiler arasındaki vergi yükünü eşitleyecek ve ihracat iadeleri ABD’li ihracatçıların dış pazarlarda rekabetçi kalmalarını sağlayacaktır. Yurtiçi karbon fiyatına sahip başka bir ülke, kendi yerli üreticileri ile yabancı üreticiler arasındaki oyun alanını eşitlemek isterse, ülke pazarına giren ABD ihracatını sınıra göre ayarlar ve bunlardan ithalat vergisi tahsil eder.

Ancak tek başına bir politika olarak ithal mallardan vergi ya da harç alınması standart bir sınır ayarlaması değildir. Aksine, ticari korumacılıkla eşdeğerdir. İki partili fikrin iki temel bileşenden yoksun olması, bu fikri sınır ayarlamaları değil, fiili tarifeler haline getirmektedir. İlk olarak, teklif Amerika Birleşik Devletleri’nde bir karbon vergisi uygulanmasını içermemektedir. İkincisi, ABD’li ihracatçılara indirim yapılmasını içermemektedir.

İklim değişikliğini ele almak için ithalat tarifelerinden yararlanmak, ABD’nin ticaret ortakları tarafından ticari korumacılık olarak algılanacaktır çünkü yerel bir karbon fiyatımız yoktur. Ayrıca DTÖ’nün ayrımcı olmayan kurallarını da ihlal edecektir. Gümrük vergileri ABD ekonomisinde kazananlar ve kaybedenler yaratacak ve yerli tüketicilere zarar verecektir.  

İklim değişikliğini ele almak ve ABD’li üreticilerin rekabet gücünü korumak yüksek önceliklerse, kanun yapıcılar korumacı iklim tarifelerini yürürlüğe koymadan önce iki kez düşünmelidir. Sınıra göre ayarlanmış bir karbon vergisi, ticarette iklim değişikliğini ele almak için göz ardı edilmemesi gereken iyi bir politikadır.

Yazar: Shuting Pomerleau

Çeviren: Sezil Güçlü

Metnin orijinali: https://www.niskanencenter.org/be-wary-of-protectionism-when-addressing-climate-change-in-trade/

Önceki İçerikVergilendirmenin Ahlakiliği
Sonraki İçerikTürkiye’de Basın Özgürlüğü Raporu 2023