Bu çalışmada esas alınan yaklaşım, Türkiye’nin bugün karşı karşıya olduğu temel sorunun, her ne kadar önemli olsa da, hükûmet sistemi değişikliğinden ibaret olmadığı ve bu meselenin bir bütün olarak siyasî rejimi oluşturan diğer unsurlarla birlikte düşünülmesi gerektiğidir. Esasen, işaret ettiğimiz gibi, Türkiye’nin hâlihazırdaki sistemini karakterize eden 2017 Anayasa değişikliği, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yönünde 2007 yılında yapılan değişiklikten farklı olarak, hükûmet sistemiyle ilgili bir değişiklikten ibaret değildir. Gerçekten de aşağı yukarı 2013’ten itibaren AKP liderliğine hâkim olan siyasî anlayışın ve onunla uyumlu uygulamanın mantıkî bir sonucu olan 2017 Anayasa revizyonunun Türkiye’ye yaşattığı şey, farklı bir hükûmet sistemine geçilmesinden fazla bir şeydir. Aslında, bu yolla bir rejim değişikliği gerçekleştirilmiş ve en iyimser tanımla, yarı-otoriter (seçimli-otoriter veya rekabetçi-otoriter) bir rejime geçilmiş bulunulmaktadır. Başka bir ifadeyle, AKP iktidarının “cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi” adı altında gerçekleştirdiği dönüşüm gerçekte “demokrasiden kaçış”tır.
Türkiye’de Hükümet Sistemi ve Siyasi Rejim için Yeni Bir Perspektif
Tags:
akpanayasaanayasadeğişikliğibaşkanlıkbaşkanlıkhükümetidemokrasiGüçlendirilmişParlamenterizmhdphükümetsistemiiyipartiMUSTAFAERDOĞANnasılbirparlamentersistemöneriotoriterparlamenterparlamentersistemparlamentoraporRasyonelleştirilmişParlamenterizmrejimseçimsiyasetsiyasirejimyargıyarıbaşkanlıkyasamayurutme
Posted ByMustafa Erdoğan
Mustafa Erdoğan lisans ve lisansüstü eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’nde tamamladı; 1991’de Doçent, 1997’de Profesör oldu. İdarî yargıda
(1983-85), Ankara Üniversitesi (1985-1990), Hacettepe Üniversitesi (1991-2010) ve
İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde (2010-2016) öğretim üyesi olarak çalıştı. Çeşitli
tarihlerde Prof. Erdoğan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki muhtelif üniversiteler ve
düşünce kuruluşlarında misafir araştırmacı olarak bulundu.
Türkiye Bilimler Akademisi’nin aslî üyesi olan Prof. Erdoğan’ın başlıca eserleri
şunlardır:
Hukuk ve Adalet (2. b., 2022); Liberal Perspektif (2021), Türk Anayasa Hukuku (2. b.,
2019), Anayasa Hukukuna Giriş (2. b., 2019), Özgürlük, Hukuk ve Demokrasi (2018),
İnsan Hakları: Teorisi ve Hukuku (5. b., 2018), Türkiye’de Anayasalar ve Siyaset (9.
b., 2016), Anayasal Demokrasi (12. b., 2015); Aydınlanma, Modernlik ve
Liberalizm (2006); Anayasa ve Özgürlük (2002); Demokrasi, Laiklik, Resmî
İdeoloji. (2 b., 2000)
Okumaya Devam Edin
1946 seçimlerinden bugüne tek bir farkla: Seçmenin iradesine, özellikle İstanbul’da “Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu…” diyen siyasi iktidarın öncülüğünde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında kazananın kim olduğuna dair
Örgütlenme ve toplanma özgürlüğü siyasi, sosyal, dini, etnik, sınıfsal, kültürel vb. hayatın tüm alanlarını kapsayan bir özgürlüktür. Dolayısıyla farklı alanları kapsayan bir özgürlük ister istemez diğer özgürlükler ile ilişkilenmektedir. Bu
Özgürlük Araştırmaları Derneği tarafından hazırlanan “Türkiye’de Liberal Değerler 2024” araştırması yayınlandı. Araştırmaya göre, Türkiye'de fiyatlardan kiralara kadar birçok alanda devletin ekonomiye müdahalesi talep ediliyor ve bu müdahale kabul görüyor. Her