Çocukluk dönemi aşı uygulamaları hastalıkları önleme, daha uzun yaşam süresi ve kişilerin sağlık durumlarının iyileştirilmesi amaçlarına yönelik olarak yapılan önemli halk sağlığı uygulamalarından ve maliyet-etkin yollardan biridir. Bu amaçlar doğrultusunda her ülkenin sürü bağışıklık eşiğine ulaşmak için belirli bağışıklama politikaları vardır. Ancak, tıbbî, dini veya felsefi sebeplerden dolayı bazen ebeveynler çocuklarını aşılamayı reddedebilmektedirler. Bu nedenle, özellikle Türkiye ve Amerika tarafından uygulanmakta olan zorunlu aşı uygulaması hallerinde kamu sağlığı ile bireysel özgürlükler arasında bir çatışma ortaya çıkabilmektedir. Bu bağlamda, bu makalenin amacı, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından uygulanmakta olan bağışıklama modellerini liberal bir bakış acısıyla incelemektir. Amerika tıbbi, dini ve felsefi muafiyetlerini içeren okul-kayıt merkezli bir sistem; Türkiye ise aileler için maddi teşvik, sağlık sunucuları için ise yükümlülükler öngören korumacı bir model uygulamaktadır. Ancak, pek çok Avrupa ülkesinin verileri gösteriyor ki yüksek aşılama oranları gönüllü bağışıklama modelleriyle de sağlanabilmektedir. Bu sebeple Türkiye’nin korumacı-zorunlu aşı uygulamasından ziyade Amerika Birleşik Devletleri’nin daha esnek yapıdaki zorunlu bağışıklama uygulamasının etik açıdan kabul görebilirliğinin daha yüksek olduğu sonucuna varılmaktadır.
Çocukluk Dönemi Aşılarına İlişkin Karşılaştırmalı Bir Analiz: Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye
Bulaşıcı hastalıkların her biri, sürü bağışıklık sağlama konusunda farklı bir eşiğe sahiptir. Ancak, bir hastalığın sürü bağışıklama yüzdesine ulaşıldığında aşılanmamış kişiler de tıpkı aşılanmış kişiler gibi hastalıktan korunmuş olmaktadırlar.
Shares: