1950 yılında imzalanarak 1953 yılında yürürlüğe giren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde öngörülen bireysel haklara bağlayıcı bir takım koruma mekanizmaları geliştiren ilk uluslararası insan hakları koruma mekanizması niteliğindeki belgedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 65 yıl önce Avrupa Konseyi’ni kuran devletlerin üzerinde mutabakata vardıkları ilk sözleşmedir. O günden bu yana Avrupa Konseyi’ne katılan tüm devletlerce imzalanıp onaylanmıştır. Özgürlük Araştırmaları olarak Avrupa Konseyi iş birliği ile çevirisini gerçekleştirerek Türkçe’ye kazandırmış olduğumuz bu kitap genel okuyucu kitlesi için Avrupa’da insan haklarına ilişkin bazı temel konularda bir rehber sunmayı amaçlıyor. Eğer insan hakları (haklarınız) ve Avrupa Konseyi’nin bu hakları nasıl koruyup ilerlettiği konularında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen herkes için referans niteliği taşıyan bu kitap temel başvuru kaynaklarınızdan bir tanesi olmaya aday. Kitabın içerisinde karmaşık bir sistemin basit bir tarifini bulacaksınız. Kitabın ilk bölümünde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ve ona ekli protokollerin bir listesini bulacaksınız. Ardından bu hakların gerçek hayatta insanları nasıl etkilediğini gözler önüne seren bazı vakaların anlatıldığına tanık olacaksınız. Bir diğer bölüm, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (Mahkeme) nasıl çalıştığını, ondan sonraki de Avrupa Konseyi’nin Avrupa Kıtası boyunca bu hakları korumak ve ilerletmek için nasıl başka yollarla da çaba gösterdiğini açıklayacaktır. Ve en sonunda da Avrupa’da insan haklarının yakın gelecekte nasıl gelişip, güçlenebileceğine dair bazı yorumları okuyacaksınız. Kitabın Türkçe’ye çevirisini Türkiye’nin önde gelen insan hakları savunucusu ve avukatlarından Orhan Kemal Cengiz gerçekleştirdi. Bu kitabın Türkiye’de insan hakları alanında kavrayışı yaygınlaştırmasına ve insan hakları koruma mekanizmalarının gelişimine katkıda bulunmasını amaçlıyor ve keyifli okumalar diliyoruz.

Önceki İçerik2017 Yılı Faaliyet Raporu
Sonraki İçerikVicdan Özgürlüğü ve Sekülerizm