Denetim ve gözetim teknolojileri kullanımı COVID-19 Salgını sırasında uygulanan tedbirlere halkın uyumunu artırmak ve uygulama maliyetlerini en aza indirmek için idari açıdan yararlı olsa da bu teknoloji kullanımının karanlık bir tarafı da vardır. Bu tür teknolojiler, vatandaşlar, STK’lar ve medya tarafından bireysel özgürlüklere bir tehdit olarak görülebilmekte ve bu nedenle yoğun bir şekilde eleştirilebilmektedir. Hatta birçok ülkede bireysel özgürlük ihlali algısı nedeniyle kitlesel protestolar düzenlenmektedir.
Bu süreçte kişisel verilerin mahremiyeti (Vatandaşların kişisel verilerinin mahremiyeti hükümetlerden ve özel firmalardan nasıl korunabilir?), katılım/yönetişim (Kısıtlayıcı kamu siyasaları ve tedbirler bağlamında teknoloji kullanımında hangi kamu siyasası aktörleri ne gibi roller oynamaktadır?), şeffaflık (Bu verileri kimler hangi amaçla toplamaktadır? Veriler ne kadar süreyle ne şekilde saklanır?), hesap verebilirlik (Veri güvenliği ihlallerinden kim sorumludur? Yaptırımlar nedir?) ve sürdürülebilirlik (Orta ve uzun
vadede söz konusu teknoloji kullanımının denetimi nasıl sağlanabilir?) gibi değerlerin tehdit altında olduğu algısı yaygın olarak gözlenmektedir. Bu bağlamda, bu rapor COVID-19 Salgını sırasında birçok ülkede kullanılan kitlesel gözetim teknolojilerinin kişisel özgürlükler açısından ne gibi sorunlar yarattığını ve bu sorunların nasıl çözülebileceğini ülke örnekleri yardımıyla incelemekte ve bazı kamu siyasası önerileri sunmaktadır.