PERC, serbest piyasa çevreciliğinin evidir. Peki serbest piyasa çevreciliği nedir? Bir ilke beyanı mı? Bir ekonomik teori mi? Siyasi bir toplanma çağrısı mı? PERC ile uzun süreli bağları olan biri olarak, bu ifadeyi benimsemeyi öğrendim ve bunu yaparken burada sunduğum yoruma ulaştım. PERC’de entelektüel bir yuva bulanları birbirine bağladığını düşündüğüm şeyi tarif ediyor. 

Benim serbest piyasa çevreciliği versiyonum iki malın standart ekonomik analizini içerir: çevresel kalite ve özgürlük. Çevresel kalitedeki artışları kesin olarak iyi gören birini tanımlar. Aynı kişi, özgürlük veya özerklikteki artışları da kesin olarak iyi olarak görür.

Bazıları bu iddiaları yumuşak ve istisnasız bulabilir, ancak karşı örnekler çoktur. Özgürlüğe önem veren ancak doğal dünyanın durumuna büyük ölçüde kayıtsız kalan pek çok liberteryen vardır. Pek çok çevreci nesli tükenmekte olan türler ve vahşi doğa konusunda tutkuludur, ancak kolektif zorlama ile dayatılan insan faaliyetlerinin düzenlenmesine büyük ölçüde kayıtsızdır, hatta sosyal düzene boyun eğmenin getirebileceği topluluk duygusunu memnuniyetle karşılayabilirler.

Ancak serbest piyasa çevreciliği yalnızca tercihlere dayanmaz. Fiziksel ve politik dünyanın genellikle özgürlük ve çevre arasında takaslar (trade-offs) sunduğu inancını içerir.

Yaygın ekonomik varsayımlar kullanılarak, bir serbest piyasa çevrecisinin çevresel kalite ve özgürlük tercihleri Şekil 1’de gösterilmiştir. Diyagramdaki dikey hareketler, sabit bir özgürlük seviyesi için iyileştirilmiş çevresel kaliteyi temsil etmektedir. Yatay hareketler ise sabit bir çevresel kalite seviyesi için daha fazla özgürlüğü temsil etmektedir. Her iki yön ve kuzeydoğu yönündeki tüm birleşik hareketler, dünyanın durumundaki iyileşmeleri temsil etmektedir.

Ayrıca şekil, ekonomistlerin kayıtsızlık eğrisi olarak adlandırdıkları eğrinin eğiminde gösterildiği gibi, takasları kabul etme istekliliğini temsil etmektedir. Kayıtsızlık eğrisi boyunca güneydoğu yönünde bir hareket, bireyin çevresel kalite pahasına özgürlüğü artırmak için kabul etmeye istekli olduğu ticaret koşullarını temsil eder. Eğri dışbükeydir çünkü serbest piyasa çevrecisi giderek daha fazla çevresel kaliteden vazgeçtikçe, eşit derecede tatmin olabilmesi için nispeten daha fazla özgürlükle ödüllendirilmesi gerekir ve bunun tersi de geçerlidir. Başka bir deyişle hem çevresel kalite hem de özgürlük biftek gibidir – ilk ısırık sonuncusundan daha lezzetlidir.



Serbest piyasa çevreciliğinin taraftarları, çevresel kalite ve özgürlüğü tercih etme dereceleri açısından kesinlikle farklılık göstermektedir: yeşile karşı hafif bir zevki olan sadık özgürlükçülerden, ne yapmaları gerektiğinin söylenmesini istemeyen katı çevrecilere kadar.

Ancak serbest piyasa çevreciliği yalnızca tercihlere dayanmaz. Fiziksel ve politik dünyanın genellikle özgürlük ve çevre arasında takaslar sunduğu inancını içerir. Standart bir ekonomik ilke, bir ekonominin silahlar ve tereyağı arasında bir değiş tokuşla karşı karşıya olduğunu ileri sürer. Ekonomi, kaynaklarının tamamını silah üretimine, tamamını tereyağı üretimine ya da ikisinin arasındaki kombinasyonlara ayırabilir. Tıpkı silahlar ve tereyağında olduğu gibi, çevresel kalite ve özgürlük arasındaki takaslar, Şekil 2’de gösterildiği gibi, “üretim olanakları sınırı” ile temsil edilebilir.

Anlaşılması gereken önemli bir nokta, takasların içbükey eğri ile temsil edilen ve kuzeydoğu hareketlerinin mümkün olmadığı sınırda gerçekleştiğidir. Sınırın içinde hem özgürlüğün hem de çevresel kalitenin iyileştirilebileceği durumlar olabilir. Ancak ekonomi sınırda faaliyet gösteriyorsa, çevresel kalitenin artırılması bireylerin kendi eylemlerini seçme özgürlüğünde bir azalma gerektirir – eğri boyunca kuzeybatıya doğru bir hareket. Buradaki takas belki de silah ve tereyağı üretimindekinden daha az açıktır. Ancak, ister daha düşük atmosferik partikül sayısı ister daha yüksek boz ayı nüfusu olsun, belirli bir çevresel amaca ulaşmak için firmaların veya bireylerin kar veya fayda maksimizasyonu sağlayan seçimlerini kullanmalarının kısıtlanmasının önerildiği her çevresel düzenleme tartışmasında bu takas örtüktür.

Kişiyi serbest piyasa çevreciliğinin direğine bağlayan bağ, kusurlu bir dünyada yaşadığımız, başka bir deyişle sınırda olmadığımız gözlemidir. Düzenleyici ve yasal yapılarımız ile çevresel kalite düzeylerimiz büyük ölçüde paylaşıldığından ve kamu tarafından belirlendiğinden, optimumda olduğumuzu düşünmek için hiçbir neden yoktur. Hatta kişisel tercihlerin çeşitliliği ve bunları bir araya getirmenin benzersiz bir yolu olmadığından optimumun iyi tanımlandığını düşünmek için de hiçbir neden yoktur.

Serbest piyasa çevreciliğinin taraftarları ve PERC’deki yol arkadaşları, kendimizi genellikle Şekil 2’de “Buradayız” olarak etiketlenen noktaya benzer bir noktada bulduğumuz görüşünü benimsemektedir. Bu noktadan itibaren hem çevresel kaliteyi hem de özgürlüğü artıramak mümkündür. Sınırda değiliz, ancak sınıra yaklaşabiliriz ve yaklaşmaya çalışmalıyız.


Bu kadar. PERC’deki entelektüel çabanın çoğunluğu bana kuzeydoğu hareketlerinin mümkün olduğu durumlar tarafından motive edilmiş gibi görünüyor. Bazıları sadece özgürlükte, bazıları ise sadece çevresel kalitede artışı temsil ediyor. Geniş çapta ilgi çekmesi en muhtemel çözümler, her ikisinde de artışı temsil edenlerdir. PERC’de ekonomistleri, hukukçuları, filozofları, siyaset bilimcileri, biyologları ve ekolojistleri meşgul eden, münferit vakaların detaylarının analizidir.

Son olarak, neden “serbest piyasa çevreciliği”? Çünkü piyasalar anahtar konumdadır. Piyasalar, ekonomide gönüllü takası temsil eden temel metafordur. Serbest piyasa çevreciliği, piyasalardan esinlenen çevre politikalarını teşvik eder, böylece özgürlüğü ve özerkliği destekler. Bazı durumlarda bu, mevcut piyasaların kullanılmasını içerir. Diğer durumlarda ise, istenmeyen sonuçlar yasasına ve Hayekyen “zamanın ve yerin özel koşulları” kavrayışına ilişkin içgörülerine gereken saygıyı göstererek piyasaları tasarlamaya çalışmayı gerektirir. Bazı durumlarda ise piyasa dışı düzenlemeleri tasarlarken piyasaları taklit etmek anlamına gelir.

İşte bu nedenle PERC, serbest piyasa çevreciliğinin yuvasıdır.

Yazar: Walter Thurman

Çeviren: Merve Nur Yaşar

Özgürlük, çevresel kalite ve sınır arayışı

Metnin orijinali: https://perc.org/2020/07/06/free-market-environmentalism-elucidated/

Önceki İçerikEk Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin Anayasal İlkeler Işığında Değerlendirilmesi
Sonraki İçerikMülkiyet Hakları: Özgür Bir Toplum ve Çevreyi Korumanın Temeli