Örgütlenme ve toplanma özgürlüğü, ortak çıkarları/fikirleri toplu olarak ifade etmek, teşvik etmek, sürdürmek ve/veya savunmak için diğer bireylerle bir araya gelmek olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla örgütlenme ve toplanma özgürlüğünün ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçasıdır. Örgütlenme ve toplanma özgürlüğünün ihlal edildiği bir ülkede ifade özgürlüğü de büyük tehlike altına girer. Örgütlenme ve toplanma özgürlüğü siyasi, sosyal, dini ve etnik kimliklerin korunmasındaki rolü nedeniyle demokratik toplum, çoğulculuk ve siyasal katılım mekanizmaları için oldukça önemlidir.

Türkiye demokrasi ve özgürlük odaklı tüm endekslerde giderek daha kötü bir performans sergilemektedir. Bütün hükümetler, hürriyet kısıtlamalarının gerekli olduğu olay ve durumları kendi lehlerine kullanmaktan çekinmezler. 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana ilan edilen olağanüstü hal dönemlerinde herhangi bir konuda barışçıl bir şekilde toplanma girişimi sınırlandırılmış veya yasaklanmıştır. COVID-19 pandemisi ile birlikte yaptırımlar daha da artmış; azınlıklar, kadınlar, LGBTİ+ ve diğer muhalif grupların düzenlediği hemen hemen tüm etkinlikler yasaklanmaya devam etmiştir. Sonuç olarak, Türkiye’de örgütlenme ve toplanma özgürlüğüne yönelik baskı ve sistematik ihlaller artarak devam etmektedir.

Özgürlük Araştırmaları Derneği olarak sivil özgürlükler alanındaki gelişmeleri 2014 yılından itibaren izlemekteyiz. Bu kapsamda örgütlenme ve toplanma özgürlüğünü izlemek için “Türkiye’de Katılımcı Demokrasiyi Geliştirmek için Örgütlenme ve Toplanma Özgürlüğünün Güçlendirilmesi” adlı bir proje başlattık. Bu projede, International Democratic Initiative (IDI) desteğiyle, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü ihlallerini tartışmayı ve hukuk uzmanları, akademisyenler, gazeteciler ve aktivistlerin destekleriyle birlikte sürdürülebilir kamu politikası çözümleri önermeyi planladık.

Özgürlük Araştırmaları, bu hakların yasal çerçevesine ve Türkiye’nin ve uluslararası insan hakları mekanizmalarının bunları nasıl tanımladığına ve hükümetin bu hakları ihlal etmesine izin veren yasal ve pratik sorun ve eksikliklerin neler olduğuna ve bunları önlemek için olası çözümlere odaklanmıştır. Ayrıca, bu ihlallerin örgütlenme ve toplanma özgürlüğü ile ifade özgürlüğü ve katılımcı demokrasi arasındaki ilişkiye ilişkin uzun vadeli etkilerini tartışmayı arzu etmiştir.

Bu kapsamda, İsrafil Özkan’ın editörlüğünde Doç. Dr. Ali Rıza Çoban, Avukat Veysel Ok ve Avukat Baran Kaya tarafından “Türkiye’de Katılımcı Demokrasinin Durumu: Örgütlenme ve Toplanma Hakkı” başlıklı bir rapor hazılanmıştır. Bu raporda Veysel Ok, “Örgütlenme Hakkı Bağlamında İfade Özgürlüğ ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkında” adlı bölümü yazmış ve örgütlenme ve toplanma özgürlüğünün özünü ve ifade özgürlüğü ile ilişkisini yazmıştır. Doç. Dr. Ali Rıza Çoban, toplantı ve yürüyüş düzenleme hakkının Türkiye’de ve uluslararası içtihatlarda nasıl ele alındığına, yüksek mahkeme kararlarına yer vererek, değinmiştir. Baran Kaya ise, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılmasında bilinmesi gereken hususları örgütlenme, katılım, hak ihlalleri ve haksız tutuklama başlıkları üzerinden değerlendirmiştir.

Türkiye’de toplanma ve örgütlenme özgürlüğüne hükümet tarafından kısıtlamalar getirilse de özellikle öğrencilerin katkılarıyla bu haklar önemli ölçüde kullanılmaya çalışılmaktadır. Üniversiteler son zamanlarda çok sayıda öğrenci protestosuna ve bu protestolara polis müdahalesine tanık olmaktadır. Yüzlerce öğrenci yargılanmış ve birçoğu ev hapsinde tutulmuştur. Bu olaylar hakların kullanımı sırasında öğrencilerin daha bilgili olmaları ve hakları konusunda farkındalık yaratılması gerektiği düşüncesini ortaya çıkarmıştır. 23 Ekim’de yukarıda bahsi geçen raporun konuları kapsamında üniversite öğrencilerine yönelik üç oturumluk çevrimiçi seminer düzenledik. Seminere özellikle İstanbul çevresinden yoğun talepler geldi. Yaklaşık 95 başvuru arasından 25 üniversite öğrencisi seçilmiştir. Bu öğrenciler çalıştaya eksiksiz katılım sağlamıştır.

Seminerin ardından FRA, 20 Kasım 2021 tarihinde online bir konferans gerçekleştirdik. Moderatörlüğünü İsrafil Özkan’ın yaptığı konferansın konuşmacıları Veysel Ok, Ali Rıza Çoban ve Baran Kaya’dır. Konferans herkese açık gerçekleşti ve konferansa YouTube ve Twitter’dan erişilebildi. Konferans 115 kişi tarafından canlı olarak izlendi. Ayrıca daha sonra YouTube’a yüklenen konferansın toplam izlenme sayısı 2.000’i aşmıştır.

Proje kapsamında gerçekleştirilen üçüncü faaliyet ise videolardır. İkisi animasyon, biri söyleşi olmak üzere üç video hazırlanmıştır. Animasyonlardan biri toplanma özgürlüğü, diğeri ise örgütlenme özgürlüğü ile ilgilidir. Bu hakların içeriğine ve kalitesine ilişkin açıklamaların olduğu bu videolar yoğun ilgi gördü ve videoların izlenme sayısı 33.000’i aştı! Veysel Ok, Ali Rıza Çoban ve Baran Kaya’nın röportajlarından oluşan video ise 2.500 izlenmeye ulaştı.

Son olarak, raporu tanıtmak ve daha fazla kişiye ulaşmak için çevrimiçi bir savunuculuk kampanyası başlattık. Çeşitli şekillerde iki dilli infografikler hazırlanmış ve sosyal medyada paylaşılmıştır. Çevrimiçi savunuculuk kampanyamız 250.000’den fazla kişiye ulaştı.

Shares:

Okumaya Devam Edin

Blog

SİYASÎ PARTİLER NE İŞE YARAR?

Günümüzde siyasî partiler ‘’demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurları’’ olarak görülmektedirler. Bunun temel nedeni, modern demokrasilerin doğrudan-demokratik değil de temsilî rejimler olmalarıdır. Temsilî demokrasilerde ise, tabiatıyla, yurttaşların siyasete katılımı esas olarak