Giriş Türk vergi sisteminde vergilendirilen ekonomik kaynağa göre üç tür vergi söz konusudur: Gelir üzerinden alınan vergiler, servetten alınan vergiler ve harcamalardan alınan vergiler. Harcamalar üzerinden alman vergiler; üretilen, satılan
Blog
‘’Rejim Sorunu’’ benim 1999 yılında yayımlanan bir kitabımın adıdır. Rejim sorunu ibaresiyle kastettiğim, siyasal sistem ve hükûmet sistemindeki, iktidardaki partiler ve siyasal kadrolarındaki ve kamu siyasetlerindeki büyüklü-küçüklü değişmelere rağmen, Türkiye’nin
Genel Olarak Türkiye’de Vergi Politikaları Türkiye’de vergi politikalarının tarihine baktığımızda etkin vergilendirme sistemine tam geçilemediği gözlenmekle beraber özellikle 2000’lerden sonra vergi adaletsizliği göze çarpmaktadır (Ejder, 2000). 2002’de Avrupa Birliği tam
Özgürlük Araştırmaları Derneği olarak, geçtiğimiz günlerde Vergi Mükellefi ismini verdiğimiz bir proje kapsamında Türkiye’de vergi farkındalığı için kollarımızı sıvadık. Bu yazıda, proje kapsamında Türkiye’de neyi değiştirmek istediğimizden ve projede hangi
Bugün demokrasi dendiğinde ilk akla gelen seçimlerdir. Seçimler günümüz demokrasilerinin temsilî nitelikte olmasının zorunlu kıldığı araçlardır. Bugün yerleşik olan anlayış açısından, demokratik rejimlerin temsilî olmasını gerektiren başlıca iki neden vardır.
Prof. Dr. Ömer Faruk Gençkaya’nın kaleme aldığı “Kaliteli Bir Yasamanın ve Etkili Bir Yasanın Aracı Olarak Yasama Sonrası İnceleme” isimli raporun başında da belirtildiği gibi hukuki düzenlemelerin (yasalar, yönetmelikler vd.)
Yargıçların hukuk “yapıcıları” yerine hukuk “keşfedicileri” olarak tutumları, özgürlüğün korunmasına yardımcı olan hukuk yapımında belli bir alçakgönüllülüğe işaret etmektedir. 1967 yılında trajik bir şekilde erkenden ölmeseydi bu yıl Bruno Leoni’nin
Son haftalarda 14 Mayıs seçimlerinden ‘’Altılı Masa’’nın galip çıkacağına özellikle bu ittifakın sempatizanları kesin gözüyle bakıyor. Ayrıca, bu cenahta seçim sonucundan emin olma haline, muhtemel bir ‘’Millet İttifakı’’ iktidarında her
‘’Sokaktaki insan’’ bilim, felsefe ve ideoloji gibi bilgi türleri arasında titiz ayrımlar yapacak entelektüel donanımdan yoksundur ama bu yadırganacak bir durum değildir. Yadırganması gereken, tahsil görmüş, eli kalem tutan ‘’aydınlar’’ın
Türkiye toplumunun bugün en çok ihtiyaç duyduğu şey geleceğe umutla ve güvenle bakabilmektir, oysa ülkemizin son on yıldır içinde bulunduğu şartlar umuttan çok umutsuzluk üretiyor. O kadar ki, normal olarak