Editör’den, AKP iktidarının 2017 Anayasa değişikliğiyle getirdiği otoriter başkanlık sisteminin liberal-demokratik bir sistem için uygun bir çerçeve oluşturmadığı ve ayrıca bunun Türkiye’nin parlamenter hükümet sistemi geleneğiyle de uyuşmadığı baştan beri
Türkçe
© Freedom House, Freedom in the World 2024, Map Özgürlük Araştırmaları Derneği'nin uluslararası partnerlerinden ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House, özgürlükler alanında global ölçekteki yıllık raporu Freedom in the World
Kabaca 2011 yılından itibaren ülkemizin hemen hemen her bakımdan bir gerileme sürecine girdiği ve 2017’de yapılan otoriter başkanlıkçı Anayasa revizyonunun 2018 yazında yürürlüğe girmesinden sonra bu sürecin daha da hızlandığı
Editör’den, Türkiye’nin başından felâketler hiç eksik olmuyor. Geçen yılki büyük deprem faciasından sonra geçen 13 Şubat’ta da Erzincan İliç’teki bir altın madeninde meydana gelen toprak kaymasında 9 işçi göçük altında
Başlıktaki soruyu ünlü siyaset teorisyeni John P. Plamenatz’ın (1912-1975) siyasî itaat yükümlülüğünü tartıştığı Consent, Freedom and Political Obligation (1968) adlı kitabındaki bir pasajdan uyarladım. Cevabını da esas olarak yine aynı
Aşağı yukarı 20. yüzyılın son onyıllarından itibaren devletlerin siyasî sözlüğünün gözde kavranlarından biri, belki de birincisi, ‘’terörizm’’dir. Terör ve terörizm kavramlarının günümüz devletlerinin gözünde bu ayrıcalıklı yere sahip olmasının başlıca
Vergilendirme, insanlık tarihi boyunca değişen ve dönüşen bir tema olmuş, hem devrimler için bir katalizör hem de toplumsal yapılarda tartışmalı bir alan olarak karşılık bulmuştur. İngiliz sömürge vergilerine karşı Amerikan
Editör’den, Son iki hafta içinde ülkede meydana gelen talihsiz olaylardan biri Hatay milletvekili Ş. Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 30 Ocak günkü toplantısında hakkındaki sözde kesinleşmiş
Anayasa Mahkemeleri çağdaş liberal-demokratik sistemlerin vazgeçilmez unsurlarındandır. Sahici demokrasiler için bu mahkemeler başlıca iki nedenle vazgeçilmezdirler. İlk olarak, anayasa mahkemeleri yasama ve yürütmeyi kendi anayasal sınırları içinde tutmaya hizmet etmek
Geçen haftaki yazımda, bağımsız bir hukuk geleneğinin var olmadığı ve dolayısıyla hukukun esas olarak devlet tarafından üretildiği toplumlarda ‘’hukukun üstünlüğü’’nün gerçekleşmesinin, orada yasa yapımına ve uygulamasına ‘’doğal hukuk’’çu yaklaşımın ve/veya