COMET: Türkiye’de Anlamlı İfade Olanakları Yaratmak (Creating Opportunities for Meaningful Expressions in Turkey) projesi, Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünün geliştirilmesi için siyasa önerileri sunmak amacıyla Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsünün (International Republican
Rapor
Özgürlük Araştırmaları Derneği olarak National Endowment for Democracy ve Friedrich Naumann Vakfı’nın desteğiyle başlattığımız “Türkiye’de Yapısal Reformlar Projesini” projesi kapsamında Sayın Prof. Dr. Uğur Emek tarafından hazırlanan “Kamu İhalelerinde Rekabet
2019 yazında popülizmin yükselişte olduğu ülkelerden bir grup liberal akademisyen, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve siyasetçilerle İstanbul'da popülizm üzerine tartışmak ve bu tehdide karşı liberal bir iletişim stratejisi geliştirmek için
1946 seçimlerinden bugüne tek bir farkla: Seçmenin iradesine, özellikle İstanbul’da “Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu…” diyen siyasi iktidarın öncülüğünde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında kazananın kim olduğuna dair
2013 yılından bu yana, basın özgürlüğü konusu Türkiye’nin kötüye giden demokratikleşme performansının en önemli göstergelerinden birisi oldu.
Büyüme oranı ile iktisadi özgürlükler ve uluslararası ticaret serbestisi arasındaki ilişki dikkate alındığında, politika yapıcılarının indeks kapsamında yer alan değişkenler veya bu değişkenleri doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen diğer politika
Seçim sisteminde özellikle yüzde 10’luk ulusal baraj uygulamasının varlığı büyük partiler lehine işlerken, 1982 Anayasası ve seçim kanununda ifadesini bulan temsilde adalet ilkesi ve bu çerçevede siyasal özgürlük prensibi zedelenmiştir.
Türkiye’de elektrik ve elektronik haberleşme piyasalarındaki dönüşüm, serbest piyasanın temel özelliklerini yerleştirmiştir. Ancak, dönüşüm, her iki sektördeki etkinsizlikleri azaltmada yeteri kadar başarılı olamamıştır.
“Medenî” bir toplumsal-siyasal örgütlenmenin temel sütunlarından birinin “hukukun üstünlüğü” olması nedeniyle, Türkiye, sadece söz konusu temel iddiasıyla tutarlı olmak için değil, kendi içinde medenî-insanî bir düzen kurabilmek için de hukukun
Bu çalışmanın amacı, 7 Haziran 2015 genel seçimleriyle beraber, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 13 yıl süren tek parti iktidarının son bulduğu ve yeni bir siyasal bağlamın ortaya çıktığı düşünüldüğünde, basın