Türkiye’de araç sahibi olmak artık gerçek bir ihtiyaca dönüşmüşken bu ihtiyaç maalesef ki o kadar kolay karşılanamıyor. Türkiye’de vatandaşların araç alabilme hayali de bir süredir farklı birçok nedenden dolayı gün geçtikçe zorlaşmakta. Aracı alırken fiyatın içinde ödenmesi gereken vergilerle araç sahibi olmanın getirdiği vergi yükümlülüğü bu zorlukların başını çekiyor. Geçmişte de bunlar yaşanırken, bu maddi yükümlülükler bugün kurun inanılmaz artışı ve enflasyon ile kat be kat daha zor hale geldi. Sayılan bu nedenlerle araç sahibi olmayan vatandaş araç almaya korkarken, araç sahibi olanlar da değiştirmeye yanaşmıyor, bu da otomotiv sektörünün durağanlaşmasına etki ediyor. Bunun yanı sıra vatandaş sıfır araç almayı yatırım yapmak ile eş değer görmeye başladığı için sektörün durağan kalması gelecekte karşımıza çıkacak tablonun bir yansıması denilebilir. Artan enflasyon ve yükselen kurdan hayatın her alanının etkilenmesi gibi bu sektör de etkileniyor ve bu etkiler kendisini; akaryakıt fiyatlarında, kasko ve trafik sigortası fiyatlarında, bakım ve araç muayene masraflarında gösteriyor.

Araç alırken etiket fiyatının içine Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi de dahil durumdadır. Özel Tüketim Vergisi ve Motorlu Taşıtlar Vergisi aracın motor silindir hacmine göre farklı oranlarda alınırken Katma Değer Vergisi’nde oran genel oranla aynı, %18’dir. Özel Tüketim Vergisi, araç silindir kapasitesine göre değişir ancak özellikle üst segment araçların silindir kapasitelerine göre alınacak ÖTV bu yıl itibariyle %220’yi bulmaktadır. Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin ise tamamı araç satın alırken ödenmemekte, aracın alındığı tarihe bağlı olarak sadece ilk ya da ikinci taksiti tahsil edilmektedir, ancak zaten sonrasında devamlı olarak ödenmeye devam etmektedir. Yani, vatandaşın bir araç almak için cebinde aracın çıplak fiyatı kadar parası olması yetmiyor. Bir de en az yarısı kadar devlete vergi vermek için para ödemek zorunda, ve bu oran maalesef en düşük segment denilen araç kategorisi için geçerli. Üst segment araç almak isteyen vatandaş, çıplak araç fiyatının iki katından da fazlasını devlete vergi olarak ödemek zorunda bırakılıyor. Yani tabiri caizse, vatandaş kendine bir araç alırken devlete de iki araç ısmarlamış oluyor.

2022’de Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre 2023 yılına ilişkin Motorlu Taşıtlar Vergisi %61,5 oranında artacağı söylendi. Ancak, 6 Şubat depremlerinin neden olduğu ekonomik kayıplarla geçtiğimiz aylarda yayınlanan kararla ek Motorlu Taşıtlar Vergisi de yürürlüğe girerek vatandaşın omuzlarındaki yükü arttırdı. Bu karara göre, ek MTV, araç sahiplerinin 2023 yılında ödeyecekleri vergi kadar olacak ve bu ilave vergi, 2023’e mahsus olarak bir kez alınacak. Eylül ayında Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, ilk taksit döneminde, yani ağustos taksidi için, 9 milyon 919 bin 966 taşıt için 13 milyar 157 milyon 597 bin 71 lira ek MTV ödendi. Böylece ilk taksit dönemi itibarıyla beklenen tahsilatın %87’si gerçekleşmiş oldu. Ancak birçok vatandaş da bu ek MTV’yi çok fazla bularak ve iptal edilmesi umuduyla ödemekte direndi. Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi de bu ek verginin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu ancak AYM Genel Kurulu’nda bu istek reddedildi. Kararın gerekçesinde; depremlerin ekonomik kayıplarının büyüklüğünün dikkate alındığı, bu nedenle de ek MTV alınmasının Anayasa’ya uygun olduğu sonucuna varıldığı belirtildi. Yine kararda; “sahip olunan aracın değeri ile araç sahiplerinin ödeme güçleri ile kişisel durumlarının da dikkate alındığı gözetildiğinde tutarı itibarıyla yüksek olduğu söylenemeyecek ek MTV’nin araç sahiplerine aşırı bir külfet yüklemediği, yaşanan depremler nedeniyle oluşan maddi kayıpların büyüklüğü karşısında bu kayıpların giderilmesi neticesinde elde edilecek fayda ile araç sahiplerinin katlanacağı külfet arasında makul olmayan bir dengesizliğin bulunmadığı ve bu nedenle sınırlamanın orantılı olduğu” ifadeleri yer aldı. Sonuç olarak AYM’nin “deprem gibi olağanüstü olayların yaşandığı dönemlerde oluşan ekonomik kayıpların telafisi amacıyla -ölçülü olmak kaydıyla- ek vergilerin öngörülebileceği yolundaki içtihadından, dava konusu kural bakımından da ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığı”nın altı çizildi.

Araç sahiplerini maddi anlamda en çok zorlayan kalemlerden biri de akaryakıt fiyatları. Bir süredir zorlayan bu fiyatlar gün geçtikçe karşılanması daha zor hale gelmeye devam etmekte, öyle ki, 2023 seçimlerinden beri akaryakıta gelen zamların oranları %70’i bulmuş durumda. Ancak Türkiye’de akaryakıta özellikle pandemi ile sıkça ve oran olarak fazlaca gelen zamların nedeni maalesef dünya piyasasındaki petrol varil fiyatlarıyla o kadar yakından ilgili değil. Zira, en son Temmuz ayında yapılan düzenlemeye göre kurşunsuz benzinin litre fiyatı üzerinden alınan ÖTV tutarı 2,52 liradan 7,52 liraya, motorinin litre fiyatı üzerinden alınan ÖTV tutarı ise 2,05 liradan 7,05 liraya yükseldi. Otogazda ise ÖTV miktarı 5,77 lira olarak belirlendi. Basit bir hesaplamayla, bir depo akaryakıt aldığımızda devletimiz için en az 225 TL ekstradan vergi ödemiş oluyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, akaryakıt grubuna yapılan ÖTV düzenlemesinin temelde iki sebebi olduğunu ifade etmişti. Birincisi, 6 Şubat depremlerinin yol açtığı maddi hasar nedenli bütçedeki yükü hafifletmek ve 7 senedir akaryakıt grubuna hiç ÖTV düzenlemesi yapılmaması nedeniyle ÖTV’nin enflasyon karşısında erimesiydi. Bu durumda, şu husus da göz önüne alınmalıydı: akaryakıt grubuna yapılan ÖTV zammı direkt olarak ulaşım masrafını, ulaşım masrafları da dolaylı olarak neredeyse her hizmet grubununda fiyat artışına gidilmesine sebep oldu. Yani, durup dururken vatandaşın alım gücü eridi ve bu durum karşısında vatandaşın elinden tutan bir devlet olmadı.

Yine, önemli bir kalem olan kasko ve trafik sigortası primleri de artan kur ve enflasyondan halliyle etkilendi, çünkü olası kaza veya kasko poliçesi kapsamında herhangi bir durumda ödenmesi gereken tazminat miktarı da araba parça fiyatlarına doğrudan bağlı. Bu nedenle, özellikle kasko poliçe fiyatları geçen seneye göre 3 kat artmış durumda. Artan fiyatlara rağmen, yukarıda da belirtildiği üzere, vatandaş araç alımını yatırım yapmak ile bir saydığından kasko yaptırma oranları da yükselişte.

Araç sahibi olanları zorlayan başka bir kalem de bahsedildiği üzere bakım ve araç muayene masrafları. Her sene Ulaştırma Bakanlığı ve TÜVTÜRK tarafından belirlenen araç muayene ücretlerine yılbaşından sonra da ciddi bir zam bekleniyor. 2022 ve 2023 araç muayene fiyatlarını karşılaştırdığımızda otomobil için olan araç muayene ücretine gelen zam oranı, yeniden değerlendirme oranıyla aynı şekilde, % 122’ydi; böylece bu kategori için muayene ücreti 507 TL’den 1130 TL’ye yükseldi. Gelecek yeni yılla beraber her kategoriye göre değişen araç muayene ücretine gelecek zam oranı, Dünya gazetesinden Naki Bakır’ın yazısına göre, % 58-60 arası olacak gibi görünüyor, ki bu oran dahi vatandaşın omzuna artı bir yük olarak karşımıza çıkacak.

Sonuç olarak, vatandaşın günümüz dünyasında araç sahibi olması neredeyse bir gereklilik haline gelmesine rağmen, Türkiye Cumhuriyeti’nde bu gereklilik o kadar da kolay karşılanamıyor. Vatandaş, araç almanın her aşamasında ve aracı aldıktan sonra da sürekli olarak ödenmesi gereken vergilerle baş başa bırakılıyor. Bu vergiler, daha aracı almaya çalışırken başlıyor.  %18 Katma Değer Vergisi, ve motor hacmine göre değişen ancak yine de genelde %100’e yakın veya bunu  aşkın oranlarda Özel Tüketim Vergisi, bir de yanında Motorlu Taşıt Vergisi’nin bir veya iki taksidini peşinen ödemesi gerekiyor. Burada dikkat çeken nokta şu ki ödenen vergi oranları öyle yüksek ki, resmen vatandaş kendisine bir araç alırken devlete de en az bir araç almış oluyor. Her sene ödenmesi gereken Motorlu Taşıtlar Vergisi’ne gelince, bu seneye mahsus olmak kaydıyla ek MTV yürürlüğe girdi, bu da şu demek oluyor ki, vatandaş iki kez Motorlu Taşıt Vergisiö deyecek. Nedeni de Anayasa Mahkemesi’nin kaba tabirle “vatandaş aracı alabildiğine göre vergi de ödesin” zihniyetinden başka bir şey değil. Resmi neden olarak 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerinin bütçede yarattığı negatif duurm gösterilmiş olabilir ancak vatandaşın başka kalemlerde zaten sürekli ve bilhasa dolaylı vergi ödemeye devam ettiğini söylemeliyiz. Aracı aldıktan sonra sürekli akaryakıt almak da gerekiyor ki bu da başka şekilde vergi ödetiyor. Değişen varil petrol fiyatından da bağımsız olarak Türkiye’de neredeyse her gün akaryakıt fiyatlarına zam gelmeye devam ederken Temmuz ayında akaryakıta ÖTV zammı da geldi. Böylece vatandaş litrede artı 5 küsür lira vergi de ödemeye başladı. Nedeni ise hem 6 Şubat’ta yaşanan depremlerden dolayı devlet bütçesine katkı yapmak hem de uzun süredir akaryakıta ÖTV zammının yapılmamış olması. Yani bu durumda hem akaryakıt alırken hem de araç alırken, zaten yüksek enflasyondan dolayı zar zor geçinen vatandaştan ciddi yüksek oranlarda deprem nedeniyle devlet bütçesine katkı yapması beklenmektedir. Araç aldıktan sonra bir diğer zorunluluk ise kasko yaptırılmasa bile yine karşımıza çıkacak olan trafik sigortasıdır. Bu kalem de artan enflasyon ve yükselen kur nedeniyle artan araç parça fiyatlarından doğrudan etkilenerek fiyat olarak uçmuş durumda, öyle ki, sigorta ve kasko poliçe fiyatları geçen seneye oranla 3 katına çıkmış. Önemli kalemlerden bir diğeri olan araç muayenesi yine devlet tarafından hem zorunlu tutuluyor hem de vergisi oldukça yüksek çünkü bu kaleme gelen vergiler yeniden değerlenme oranıyla eşit oluyor. Yani, gelecek sene, kesin olmamakla beraber yaklaşık %60lık bir zam bekleniyor araç muayenesine. Tüm bunları beraber düşündüğümüzde bir lüks değil ihtiyaç olan bireysel araç satın almayı vatandaş iki kez düşünmek zorunda kalıyor.

Yazar: Yağmur Karagülle


REFERANSLAR

BBC Turkish. (2023). Akaryakıtta ÖTV zammı Resmi Gazete’de yayımlandı. BBC Turkish. https://www.bbc.com/turkce/articles/cy0pxdek7yro

NTV Para. (2023). Maliyet arttı, kasko fiyatı 3 katına çıktı. NTV Para. https://www.ntv.com.tr/ntvpara/maliyet-artti-kasko-fiyati-3-katina-cikti,qDUj8P1XGkqA6dI8orQblA

Milliyet. (2023). Fiyatlardaki Denge Değişti: İşte En Düşük Ve En Yüksek Kasko Bedeli. Milliyet. https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/fiyatlardaki-denge-degisti-iste-en-dusuk-ve-en-yuksek-kasko-bedeli-7016333

Bakır, N. (2023). Yılbaşında vergi, ceza ve harçlara yüzde 60 zam. Dünya. https://www.dunya.com/kose-yazisi/yilbasinda-vergi-ceza-ve-harclara-yuzde-60-zam/706823.

Önceki İçerikYARGIDA YOLSUZLUK VE ‘’ÇETELEŞME’’ İDDİALARI
Sonraki İçerikÖzgürlük Gündemi Sayı 47